Pandemi, çocukları olumsuz etkiliyor

21 Eylül tarihinde okulların açılması ile birlikte okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri, eğitimlerine başladı. Pandemi nedeniyle okullarda çeşitli tedbirler alınırken, velilerin ve çocukların kaygılı oldukları görülüyor. Velilere ve eğitimcilere yönelik uyarılarda bulunan Klinik Psikolog Pınar Tümbaş, Pandemi dönemi nedeniyle ortaya çıkan kaygıların çocukların psikolojisini ve eğitim sürecini olumsuz etkileyebileceğini söyledi.

“PANDEMİYE KARŞI BİLGİLENDİRME YAPILMALI”

Açıklamalarda bulunan Tümbaş, “Çeşitli fikirler ortaya çıksa da şimdilik kademeli olarak okullar açıldı. Süreci bütünüyle başlatmak yerine aşamalı bir açılma stratejisi güdülmeli, bu sayede sorunlar saptanarak giderilmeli ve süreç daha kontrollü bir biçimde yaygınlaştırılmalıdır. Öğrenciler, okul çalışanları, aileler hastalık ve korunma yöntemleri konularında yeterli düzeyde bilgilendirilmelidir.”

OKULLARDA ÖNLEM ALINMALI

Okullarda gerekli tüm önlemlerin alınması gerektiğini ifade eden Tümbaş, “Okullarda uygun havalandırma, fiziksel mesafenin ayarlanması, giriş ve çıkışlarda kalabalığa izin vermeyecek mekansal değişiklikler, girişlerde ateş ölçümü, okulların düzenli olarak uygun biçimlerde temizlenmesi gibi işlemler önceden planlanmalıdır. Fiziksel temasın azaltılması için Sağlık Bakanlığı’nın önerileri doğrultusunda en az 4 metrekareye bir kişi düşecek personel ve öğrenci planlamasına gereksinim vardır. Bu nedenle öğrenci gruplarının küçük tutulması, öğrencilerin mümkün olduğu kadar aynı öğretmenlerle temas etmesi, grupların karışmaması temin edilmelidir.”

“AYRILIK KAYGISI YAŞANABİLİR”

Pandemi sürecinin velilerde ve öğrencilerde kaygıya neden olduğunu kaydeden Tümbaş, “Öncelikle çocuklar anne baba tarafından korkutmadan bilgilendirilmelidir. Okulun yeni düzeni, maske, mesafe ve hijyen kuralları öğretilmelidir. Okula yeni başlayan çocuklarda ayrılık kaygısı olabilir. Evde kalmaya alışan çocuklarda ayrılık kaygısı artabilir. Pandemi ile birlikte çocuklar ve ailelerde kaygı mevcut. Çocuklar kaygılarını dile getirmeyebilirler. Ancak belirtiler gösterebilirler. Terleme, bulantı, karın ağrısı, kalp çarpıntısı gibi. Duygularını dile getirmeyen çocuklarda bağırma, vurma, kötü sözler ağlama ve öfke krizleri gözlenebilir. Korkular, okula gitmek istememe gözlenebilir. Bunları fark edip kaygıyı kontrol altına almalısınız.”

“KAYGILARINIZ ÇOCUKLARI ETKİLEYEBİLİR”

Okula gitmek istemeyen çocuklarla ilgili velilere önerilerde bulunan Tümbaş, “Çocuğunuzun kaygılı olup olmadığını fark etmelisiniz. Çocuğunuzu iyi dinlemelisiniz. Onu anladığınızı, kaygılar olabileceğini anlatın. Sizin kaygılarınız da çocuğunuzu etkiler. Önce kendi kaygılarınızı gözden geçirin ve kontrol etmeye çalışın. Okullarla ilgili keyifli anıları konuşun. Güvenlik tedbirlerini anlatın. Oyun ve kuklalar ile daha etkili olur. Okullar açıldı ama tekrar kapanabilir ihtimalini söyleyin. Kaygılarını öğretmen ile işbirliği yaparak takip edin. Kaygıları yönetemiyorsanız ve artıyorsa süreci olumsuz etkiler. Bu noktada uzman desteği almalısınız.”

“EĞİTİMCİLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”

Yeni süreçte eğitimcilere de görev düştüğünü söyleyen Tümbaş, “Okullarda özellikle okul psikolojik danışmanlarına, sanat, ve spor derslerini veren öğretmenlere ayrıca büyük görev düşüyor. Sanat ve spor etkinlikleri çocukların duygularını dışa vurmasını sağlar. Olumsuz enerjilerini, sorunları yönetmeyi öğretir. Ayrıca öğretmenler veliler ile sürekli iletişim halinde olarak, çocuğun okul içindeki ruhsal durum ve davranışları konusunda iş birliği yapmalıdır. Çocukların okul içerisinde duyguları anlaşılarak, kaygılarını yönetme konusunda yardımcı olunmalıdır” diye konuştu.

Y.ANKAY