Önce bahsedeceğin müdür beyin gururla okuduğum kelamlarını aktarmadan evvel şunu açıklamak lüzumunu duydum.
***
Bazı Babıâli köşe yazarları anlamadığım bir lisan ve gerekçeyle bu müdür beyi tenkit ediyor, konuşmalarının yanlış olduğunu ileri sürerek; polisin görevinin bu olmadığını savunuyor…
Saygı duyarım da…
Olmadı be arkadaş demekten de ne yazık ki kendimi alamıyorum…
***
Bingöl’de 2 polisimizi şehit ettikten sonra kaçarken öldürülen terörüsün cenazesinin defnedilmek için getirildiği Diyarbakır’da herhangi bir olayın çıkmaması için, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Lütfü Çiçek’in uyarı niteliğinde, nasihat niteliğindeki sözleri bir Türk polisinin söyleyebileceği en içten en samimi sözler olsa gerek.
Lütfü Çiçek, BDP Diyarbakır İl Başkanına herhangi bir olaya müsaade edilmeyeceğini belirterek:
“Bazı şeyleri (Serhildanı – başkaldırı) siz bize öğrettiniz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin parçalanmayacağını, yıkılmayacağını biz de size öğreteceğiz.”
***
Anlamadığım Babıâli basınının bu söyleme neden karşı çıktığı…
Mesela, polis için belirlenmiş kanunlar ve kurallar varmış.
Yazara göre polisin, “öğrenmek ve öğretmek gibi bir vazifesi yokmuş…
Siyasi ders veremezmiş ki; bu sözlerde siyasi bir kokuyu nerden almış?
Ve polisin görevi sadece ve sadece:
“Yasa dışılığa izin vermemek, kanun dışına çıkanlara müdahale etmek, etrafı terörize edenlere ‘dur’ demekmiş.”
Doğrudur polisin asıl görevi yukarıdakiler ve benzerleridir.
Ancak…
Suça eğilimli ya da suç işleme ihtimali kuvvetli kişileri uyarması; “yapacaklarınız yanlış” demesi ne kadar ve ne kadar görevinin dışına çıkması demek oluyor onu anlamış değilim…
***
Bana göre:
Müdür bey aslanlar gibi bu ülkenin bölünmeyeceğini, buna kimsenin gücünün yetmeyeceğini kafalara çakması…