MHP Genel Başkan Yardımcısı Zühal Topçu, aslında böyle bir sorun Türkiye’de yoktu. İsteyen veli zaten çocuğunu imam hatibe gönderiyordu ve orada örtünme serbestti. Karara baktığınızda yaşantı tarzımıza, örfümüze, ananelerimize, milli değerlerimize uygun olduğunu görüyoruz. Ama yarın, ileride bunun baskı aracı olarak kullanılmaması lazım. Aile ve çocuğun birlikte vereceği bir karar ortaya çıkmaktadır. Okullarda kesinlikle baskının olmaması lazım, değerlendirmesinde bulundu (T24, 2014).

 

Eğitim Sen yaptığı açıklamada, “Eğitimin acil çözüm bekleyen sorunları ortada dururken, eğitim sistemine ilişkin tartışmalarda zorunlu din dersleri, imam hatipler, başörtüsü gibi sorunların sürekli tartışma konusu yapılması, Türkiye`de dinin, devlet eliyle eğitim sisteminin merkezine yerleştirilmesinin somut bir sonucudur. Devletin eğitim sistemini yıllardır yaptığı gibi "tek din, tek mezhep" anlayışıyla, toplumsal yaşamı ve eğitim sistemini belli bir inancın kurallarına göre biçimlendirmesi ve bunun için kurallar koyması doğru değildir… Eğitimin dini kurallara göre biçimlendirilmesi öğrencileri, inanan ya da inanmayan, dindar ya da dinsiz, ibadet eden ya da ibadet etmeyen vb gibi kategorilere ayrılmasına neden olacaktır. Toplumda giderek derinleşen ayrışmalar, eğitimin dini kurallara göre düzenlenmesi ile daha da derinleşecektir. Bu düzenlemeden bir sonraki adımın karma eğitimi kaldırmak olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yoktur” değerlendirmesinde bulunarak, bu karara karşı olduğunu açıkladı (Eğitim Sen, 2014).

 

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, CNNTürk televizyonunda yaptığı konuşmada, karara karşı olmadıklarını açıkladı.

 

Eğitim Bir Sen ise yaptığı açıklamada, yıllardır öğrencilerin ve kamu çalışanlarının yönetmeliklerdeki “başı açık” ibaresi dolayısıyla yaşadıkları mağduriyetlerin sonlandırılması mücadelesi sonuç verdi, şeklinde değerlendirmede bulunarak, kararı sahiplendi (Eğitim Bir Sen, 2014).

 

HDP bu konu ile ilgili resmi açıklama yapmamış, ancak HDP milletvekili Altan Tan katıldığı bir televizyon programında kararı desteklediğini açıklamıştır.

 

Yapılan bu açıklamalar, CHP ve Eğitim Sen’in karara karşı olduğunu; AKP, MHP, HDP, Türk Eğitim Sen ve Eğitim Bir Sen’in kararı desteklediğini gösteriyor.

 

Yazılarımızı takip edenler açısından, kamu çalışanlarına ve öğrencilere kılık-kıyafet serbestisi konusunda daha önce özgürlükçü bir tutum aldığımız biliniyor. Bu konudaki temel çıkış noktamızı üç boyutta değerlendiriyoruz. Birincisi, kamu çalışanlarının ya da öğrencilerin kılık-kıyafet serbestisi konusunun, “İfade, din ve vicdan özgürlüğü” hakkının  kullanımından kaynaklı bir özgürlük olması ve isteyen her bir bireyin bu hakkı sonuna kadar kullanması gerektiği; ikincisi, kamu çalışanının ya da çocuğun, günlük hayatta kullandığı kıyafetin, işyerinde ya da okulda da kullanılmasının, “Okulun, toplumun bir yansıması olduğu” esprisi çerçevesinde değerlendirilerek, toplumda nasıl giyiniyorsa okulda da aynı şekilde giyinebileceği; üçüncüsü de sosyolojik açıdan toplumsal altyapıdaki egemen üretim ilişkilerinin, kendi yaşam tarzını bir ölçüde toplumsal yaşama ve toplumsal üstyapıya yansıtacağı gerçeğinden hareketle, bu sosyolojik gerçekliği yasaklarla veya baskılarla yok etmenin mümkün olmadığı, aksine bu tür yasak ve baskıların demokrasi mücadelesine herhangi bir olumlu katkı yapmayacağı, şeklindedir.

 

Bu konu ile ilgili tek çekincemiz, kamu çalışanlarına getirilen başörtüsü serbestliğinde olduğu gibi, düzenlemeyi yapanların ve destekleyenlerin tam bir özgürlük ortamı düşündüklerinden değil, sadece kendi gibi düşünenlerin özgürlüklerini düşünmelerinden kaynaklı “kendine demokratlık” anlayışında olmaları. Bu düzenlemeyi yapanların ve destekleyenlerin büyük çoğunluğunun, “ötekinin özgürlüğü” konusunda herhangi bir kaygılarının olduğunu düşünmüyoruz.

 

Son söz olarak da; bu tür düzenlemelerin, eğitim alanını ve toplumsal hayatı dini kurallara göre biçimlendirmek olduğunu ileri süren ve karşı çıkan kesimlerin, sadece karşı çıkmakla kalmayıp, nasıl bir toplum, nasıl bir eğitim sistemi, nasıl bir demokrasi istediklerini somut olarak ortaya koyup, bu doğrultuda mücadele yürütmeleri gerektiğini anlamalarıdır. Bu yapılmadığı sürece, sadece “muhalefet” olma anlayışını içeren “istemezükçü” siyasetle, toplumsal mücadelelerde bir arpa boyu yol alınamayacağı bilinmelidir.

 

Kaynaklar

 

 

AA, (2014) Gürsel Tekin'den kılık kıyafet yönetmeliğine tepki. http://www.radikal.com.tr/politika/gursel_tekinden_kilik_kiyafet_yonetmeligine_tepki-1214403 Erişim Tarihi: 27.09.2014

 

Eğitim Sen, (2014) Eğitim Alanı Dini Kurallara Göre Biçimlendirilemez! http://www.egitimsen.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=22118&sube=0#.VCZS8v8cTIU Erişim Tarihi: 27.09.2014

Eğitim Bir Sen, (2014) .  http://www.egitimbirsen.org.tr/manset-haberleri/mucadelemizle-bir-yasak-daha-kalkti/2830/#sthash.Bu9xAl4j.dpuf  Erişim Tarihi: 27.09.2014

 

T24, (2014) Yönetmelik değişti, 5. sınıf öğrencileri okula başörtüsüyle girdi. http://t24.com.tr/haber/yonetmelik-degisti-5-sinif-ogrencileri-okula-basortusuyle-girdi,271658 Erişim Tarihi: 27.09.2014

 

Zaman, (2014a) Ortaöğretimde Başörtüsü Serbest Oluyor. http://www.zaman.com.tr/politika_ortaogretimde-basortusu-serbest-oluyor_2246012.html  Erişim Tarihi: 27.09.2014

 

Zaman, (2014b) Başörtüsü 5.sınıftan İtibaren Serbest. http://www.zaman.com.tr/gundem_basortusu-5-siniftan-itibaren-serbest_2246300.html Erişim Tarihi: 27.09.2014


http://www.turkegitimsen.org.tr/video_goster.php?video_id=1412

Aynı video içinde… http://www.turkegitimsen.org.tr/video_goster.php?video_id=1412