6 yaşında daha süt kokan, minicik bir yavrunun,29 yaşında biriyle evlendirilmesi kabul edilemez.

Dini bir vakfın başkanı, bir adamın 6 yaşındaki kız çocuğunu 29 yaşındaki bir adamla evlendirdiğini öğrendiğim andan itibaren din bu olayın neresinde, iman bu olayın neresinde anlamaya çalışıyorum. Bu olayın dinle, imanla alakası yok. Tamamıyla sapıklık bu…

Bu konuya devletin el atması lazım, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, derhal bu olayla ilgili tutum almalı. Dine zarar verilmesinin önüne geçmek için, bu konuyla ilgili, Diyanet başkanlığı, Din adamları tepki vermeli.

Hatta kendini dini cemaat, dini vakıf olarak değerlendiren her kesin bu olaya tepki vermesi gerekiyor. Bu tarz olaylar insanı dinden soğutur.

Ve en önemlisi Diyanet İşleri Başkanı, bu olayla ilgili acil açıklama yapmalı. Diyaneti ilgilendirmeyen birçok konuyla ilgili açıklama yapan başkan bakalım. Bu sapıklığa ne diyecek? Yoksa görmezden, duymazdan mı gelecek?

Bu soruyu sormadan önce Sayın Diyanet İşleri Başkanı ülkemizde mi onu mu sorsaydık acaba?

Daha önceki olaylarda olduğu gibi “bir kereden bir şey olmaz” zihniyetini bırakmak gerekiyor

**

Anlayamadığım şeylerden birisi de ne biliyor musunuz? Gün geçmiyor ki, bu dini vakıflardan biriyle ilgili bir olay patlak vermesin. Ensar vakfı, İsmailağa Cemaati sıradaki hangisi…

 Bu defa hangi vakıf, hangi cemaat aklanacak.

Bu olayların ardı arkası neden kesilmiyor hepimiz biliyoruz. Bu olayların müsebbiplerinin yaptıkları yanına kalıyor. Mecliste bir kereden bir şey olmaz diyen bakan ve bakanı tebrik sırasına giren vekiller hiç vicdan azabı çekiyor mu?

Bu vakıflara, cemaatlere bağlı olanlar kendilerini dindar sayıp, mensup olmayanları dinsiz diye değerlendiriyor ya…

Müslümanım diyen kimsenin bu olaya sessiz kalmaması gerekiyor.

 Neye göre dindar, kime göre dindar?

Dindarlık buysa, kimse kusura bakmasın…