Hava Durumu

Atatürk, Türk kadınına boşuna güvenmedi

Yazının Giriş Tarihi: 04.12.2013 17:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.12.2013 17:04

Cumhuriyet tarihinin en önemli gelişmelerinden biri kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesidir. Bu hak pek çok Avrupa ülkesinde uygulanmazken,  ilk olarak ülkemizde uygulanmıştır.

Cumhuriyet Dönemi ve Kadın Hakları teokratik bir devlet yapısının ve kadın haklarının kısıtlı olduğu bir toplum düzeninin olduğu Osmanlı İmparatorluğu'ndan, kadın-erkek eşitliğinin kabul edildiği modern, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti' ne geçiş, devrim niteliğinde bir olaydır.

Atatürk kadına seçme ve seçilme hakkını vererek, kadına verdiği değeri ve önemi göstermiştir.

 Yaptığı bir konuşmasında; “Bu millet esas terbiyesini ailesinden almaktadır. Türk milleti öyle analara sahiptir ki her bir devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir. Türk kadını daha büyük nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir. “  bu konuşması Türk kadına verdiği değerin en güzel göstergesidir.

Atatürk kadınlara olan güvenini şu cümlelerle açıklamaktadır: “Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üzerinde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki  medeni mevkiini salahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyet göstermiştir. Siyasi hayatla, Belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu seferde milletvekili seçme ve seçilme haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır” demiştir.

Atatürk, bundan 79 yıl önce bize bu hakkı vermiş ama o zamandan bu zamana bir arpa boyu yol alamamışız. Kadına seçme seçilme hakkı uzun bir zaman olmasına rağmen, kadınlar hep seçen olmuşlar, seçilen olamamışlar.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde, İl Genel meclisinde, Belediye meclislerinde çok az sayılarla temsil ediliyorlar. O zaman hep seçen olmuşlar demekte haksız değilim.  Siyasi partiler hala kadına kota doldurmak için yer veriyor. Böyle olunca da 79 yıl önce verilen hakkın çokta işlevsel olmadığı ortaya çıkıyor. 

Ve biz kadınlar. Bize çoğu Avrupa ülkesinden yıllarca önce verilen bu hakkı gereği gibi kullanabildik mi? Bundan 79 yıl önce Atatürk, bu hakkı salahiyet ve liyakatle kullanacağımıza inanmış. Bu gün kadına yapılan muamele ortada, buna dur diyebilmekte bizim elimizde.

Bu yerel seçimlerden başlayarak uygulayabiliriz. Özellikle biz kadın seçmenler, siyasi partilerin kadın politikasını iyice araştıralım. Ananı da al git denilen, kadınlara bacak aranı çeksem, hoşuna gider mi diyen, hamile kadının sokakta dolaşması ahlaksızlıktır, diye yaklaşan bu zihniyetleri sorgulayalım. Kadını sadece çocuk doğuran, üstelik çocuğunu nasıl doğuracağının dayatıldığı, eşinin gömleğini ütüleyen, bir figür olarak gören zihniyete yerel seçimlerden başlayarak dur diyelim.

Türk kadını güçlüdür. İstediğini elde eder. İstiklal mücadelesinde nasıl vatanını kurtarmak için omzunda mermi taşıdıysa, açlığa dayandıysa, bugün kendi hakkını, hak ettiği saygınlığı kazanmak içinde mücadele edebilir. Yeter ki, kendisine dayatılan şeylerin farkına varsın.

Atatürk, Türk kadınına boşuna güvenmedi.

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.