CHP’linin CHP’ye yaptığını kimse yapmıyordur. İnsan gönül verdiği, üyesi olduğu bir toplulukla ilgili nasıl bu kadar sorumsuzca davranabilir. Aklım hayalim almıyor.

Neymiş efendim, il başkanı Ankara’ya gitmiş. Adaylardan biriyle yemek yemiş, adayın olması için Genel merkez de ısrarcı olmuş. Ankara’dayken istifa etmiş, olabilir.   Sayın Gökdağ’ın yönetimine bir açıklama borcu var. Kendisiyle kader birliği yapmış insanlara yorgunum, istifa ettim. Açıklaması yeterli değil. Ama yapılan her şeyin altında neden başka şeyler aranıyor ki….

Başarı isteniyorsa, bu yaklaşım, bu zihniyet artık değişmeli.

Önümüzde yerel seçimler var. Öncelikli hedefin belediye başkanlıklarını almaya çalışmak, belediye meclisindeki üye sayısını arttırmak olması gerekmiyor mu?  Pek çok aday adayı bu yazdıklarım için bana kızacaklar belki, ama hedeften sapmanın, birilerini suçlamanın  şu süreçte kimseye bir şey kazandırmayacağını ifade etmek istiyorum.

Bir atasözümüz vardır. Ben bu sözü çok severim.  Bu süreçte “ Kol kırılsa, yen içinde kalır”  yada “kan kusup, kızılcık şerbeti içtim” demek gerekiyor. Ne sıkıntınız varsa, bunu içinizde tartışmanız gerekiyor. Sosyal medya da paylaşmak, insanların kafasını karıştırmak doğru bir yaklaşım değil.

Neyi paylaşamadığınızı merak ediyorum. İktidar partisi değilsiniz ki,  nimetlerden yararlanayım diyesiniz. Rahatsız olduğunuz konu her neyse bunu ilçe yöneticinizle, il yöneticinizle gayet rahat paylaşabilirsiniz. Samimiyetle cevap alacağınızdan şüphe duymamalısınız.

Bu seçim süreci CHP dışındaki partilerde de yaşanıyor. Ama hiç birinde bu kadar sancılı değil. Dost acı söylermiş; hedeften şaşmayın. Hedefe odaklanın, başarı ancak böyle yakalanır. Sıkıntılarda durup oturduğun yerde kendini doldurmakla değil, konuşarak çözülür.