Jane Austen; “Kadınlardan yalnızca birer hanımefendi gibi bahsetmenizden, onların aslında rasyonel varlıklar olduğunu anlamamanızdan nefret ediyorum. Hiçbirimiz hayatlarımız boyunca sakin sularda yüzmek istemeyiz.” diyor.
Çok da haklı…
Kadınlar dünyanın en güçlü varlıklarıdır. Yalnız bazı kadınlar bu güçlerini keşfetmişken, bazıları hala gücünün farkında değil.
**
Bir toplantıya katılıyoruz. Bir elin parmakları kadar varız ya da yokuz. Hanımlara pozitif ayrımcılık yapalım, hâl hatır soralım deniliyor. Engellerimizi kaldırırsanız. Sayımız çoğalacak.
Mesela, derneklerin, siyasi partilerin listelerine tüzükleri gereği dolgu malzemesi olarak alınıyoruz. Bunu yapmayın. Samimi olarak, emek verecek kadınlara destek olun. Cesaret verin. Hatta en önemlisi çekilin önünden yol verin be kardeşim.
Çünkü kadını dolgu malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçmedikçe, bu ülke kalkınamaz.
**
8 Mart’la ilgili yazdığım yazıya böyle başlamak geldi içimden. Zaman o kadar hızlı akıp geçiyor. Zamanla acıları unutmaya çalışıyoruz. 8 Mart’ın anılmasında ne çok acı yaşanmış hepimiz biliyoruz. 8 Mart hediye verilen bir gün ya da süslü mesajlarla kutlanacak bir gün değil. Bugün, mücadele sırasında hayatını kaybedenleri anma günü olmalı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde, yine tüm siyasiler kadınlara övgü dolu, kadınların yerinin doldurulamayacağının işlendiği metinleri danışmanları aracılığı ile paylaşacaklar.
Yazılan o metinleri hissederek paylaşsalar bugün kadınlar çokta farklı yerlerde olabilir miydi? Ne dersiniz?
**
"Toplumsal cinsiyet eşitliği kendi başına bir hedef olmaktan daha fazlasıdır. Yoksulluğu azaltma, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme ve iyi yönetişim oluşturma sorununu karşılamak için bir ön koşuldur." - Kofi Annan
Maalesef bizim ülkemiz de, bölgemizde ne yapılıyorsa, erkeklerin var olması için yapılıyor.
İstanbul sözleşmesinden çıkılmasaydı. Kadını öldürdükten sonra namusumu temizledim dediği için, takım elbise giydiği için, pişman olduğunu söylediği için ceza indirimi almasaydı. Şiddete uğradığı için sığındığı karakoldan, şiddet uygulayan kişiye teslim edilmeseydi. Daha caydırıcı cezalar verilseydi.
Caydırıcı ceza vermek yerine, gece sokakta olduğu için ya da biraz açık giysi giyindi diye ölmeyi hak ediyormuş gibi açıklama yapılmasaydı.
Belki bugün bir kadın kurtulmuş olacaktı.
Ne dersiniz?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Semra ÖZTÜRK AKTAŞ
Kadınlar, dolgu malzemesi değildir…
Jane Austen; “Kadınlardan yalnızca birer hanımefendi gibi bahsetmenizden, onların aslında rasyonel varlıklar olduğunu anlamamanızdan nefret ediyorum. Hiçbirimiz hayatlarımız boyunca sakin sularda yüzmek istemeyiz.” diyor.
Çok da haklı…
Kadınlar dünyanın en güçlü varlıklarıdır. Yalnız bazı kadınlar bu güçlerini keşfetmişken, bazıları hala gücünün farkında değil.
**
Bir toplantıya katılıyoruz. Bir elin parmakları kadar varız ya da yokuz. Hanımlara pozitif ayrımcılık yapalım, hâl hatır soralım deniliyor. Engellerimizi kaldırırsanız. Sayımız çoğalacak.
Mesela, derneklerin, siyasi partilerin listelerine tüzükleri gereği dolgu malzemesi olarak alınıyoruz. Bunu yapmayın. Samimi olarak, emek verecek kadınlara destek olun. Cesaret verin. Hatta en önemlisi çekilin önünden yol verin be kardeşim.
Çünkü kadını dolgu malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçmedikçe, bu ülke kalkınamaz.
**
8 Mart’la ilgili yazdığım yazıya böyle başlamak geldi içimden. Zaman o kadar hızlı akıp geçiyor. Zamanla acıları unutmaya çalışıyoruz. 8 Mart’ın anılmasında ne çok acı yaşanmış hepimiz biliyoruz. 8 Mart hediye verilen bir gün ya da süslü mesajlarla kutlanacak bir gün değil. Bugün, mücadele sırasında hayatını kaybedenleri anma günü olmalı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde, yine tüm siyasiler kadınlara övgü dolu, kadınların yerinin doldurulamayacağının işlendiği metinleri danışmanları aracılığı ile paylaşacaklar.
Yazılan o metinleri hissederek paylaşsalar bugün kadınlar çokta farklı yerlerde olabilir miydi? Ne dersiniz?
**
"Toplumsal cinsiyet eşitliği kendi başına bir hedef olmaktan daha fazlasıdır. Yoksulluğu azaltma, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etme ve iyi yönetişim oluşturma sorununu karşılamak için bir ön koşuldur." - Kofi Annan
Maalesef bizim ülkemiz de, bölgemizde ne yapılıyorsa, erkeklerin var olması için yapılıyor.
İstanbul sözleşmesinden çıkılmasaydı. Kadını öldürdükten sonra namusumu temizledim dediği için, takım elbise giydiği için, pişman olduğunu söylediği için ceza indirimi almasaydı. Şiddete uğradığı için sığındığı karakoldan, şiddet uygulayan kişiye teslim edilmeseydi. Daha caydırıcı cezalar verilseydi.
Caydırıcı ceza vermek yerine, gece sokakta olduğu için ya da biraz açık giysi giyindi diye ölmeyi hak ediyormuş gibi açıklama yapılmasaydı.
Belki bugün bir kadın kurtulmuş olacaktı.
Ne dersiniz?