Hava Durumu

Küpünü Doldurmak

Yazının Giriş Tarihi: 13.01.2014 15:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.01.2014 15:25

Haksız kazanç elde edip zengin olarak yahut başkalarının hakkını gasp ederek kendine menfaat sağlayıp bol kazançlı yüksek makamlara ulaşmak anlamında kullanılır "Küpünü Doldurmak" deyimi.

Bilindiği gibi bir kurumda yada dernekte üst makamlarda bulunanlar, ihtilâfları çözmeye, haklıyı haksızdan ayırmaya memur kişilerdir. İlk insanlardan itibaren, adına ne denilirse denilsin başkan olacak kişinin bilgili, saygın, tecrübeli, güngörmüş kişilerden seçilmesine dikkat edilmiş, en önemli özellik olarak da onlarda, bir güvenilirlik vasfı aranmıştır.

Güvenilir olmak; insan için, hele hele bir kurumda görevli olan kişi için önemli bir özelliktir. Toplumda bırakın kişileri, kurumlara bile güven kalmadı. Bir derneğe ya da odaya neden üye olursunuz?

Hakkınızı korusun, haksızlığa uğradığınızda sesiniz olsun. Avukatınız olsun. Hakkınızı arasın diye değil mi? Mesleğimiz gereği pek çok kuruma gidip geliyoruz. Konuşmaları dinleyince güzel, ama uygulamaya gelince bir şey yok. Herkes kendi “Küpünü doldurma” derdine düşmüş.

Bakın küpünü doldurmak deyimi nereden gelmiş. Rivayete göre "küpünü doldurmak" deyiminin ortaya çıkmasına neden olan olay şu şekilde cereyan eder. Eski dönemlerde, Rumeli'de bir kasabaya bir kadı tayin olunmuştur. Kadı zulüm ve soygunculukla kısa zamanda halkı canından bezdirir. Kasabalı, İstanbul'a bir mektup gönderir ve durumu anlatır.

Padişah, kadıyı görevinden azleder. Kadı, kasabayı terk etmek için evinin eşyalarını kağnılara yükler. Halk sureta onu uğurlamaya gelmiş gibi evinin önüne toplanıp tecessüsle malını mülkünü gözetlemektedir. Kasabaya çulsuz gelen kadının üç-dört kağnıya sığmayan eşyaları yüklenir. Son olarak kadı, evin mahzeninden bir küp çıkarır. Neyse!.. Kâhyalar küpü zorlukla taşımışlar. Kadı küpü kağnıya yüklemeden evvel yere koydurtmuş, sonra merakla seyreden halka:

— Yaklaşın, demiş, yaklaşın; size bir şey göstereceğim! Herkes gelip merakla küpe bakmış. Görmüşler ki koca küp altınla dolu. Tabiî ki bunlar, kendilerinden alınan altınlar. Halk gözlerine inanamamış hâlde, şaşkın şaşkın bakarken kadı söze başlamış:

— Ey ahali: Size acıyorum. Hâliniz harap, istikbaliniz hazin!.. Bakın hele şu küpe! Dolmasına iki parmakçık yer kalmıştı. Sabredemediniz!.. Şimdi, yeni gelen kadı boş küp ile gelecek. Bense küpümü doldurmak üzereydim. Küpümü doldurduktan sonra, sizin için de çalışacaktım. Hizmetimden kendinizi mahrum bıraktınız!..

 Bakıyorsunuz içinde bulunduğu toplulukta kendine fayda sağlayamazsa farklı isimle bir dernek açılıyor.Üyeleri içi çalışacak, başkan bulmaktan ümidine kesen üyeler, kendi başlarının çaresine bakmaya başlıyor.

Böyle olduğunda da bir topluluğa üye olmanın anlamı olmuyor. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.