Bir kesimi rahatsız eden bir kelime…

Laikliğin insanları bu kadar rahatsız etmesine bir anlam veremiyorum. Atatürk, silah arkadaşları ve onlara inanan binlerce vatansever ülkemizin kurtulması için çok mücadele vermiş. Analar kundaktaki, beşikteki bebelerini bırakıp silah taşımış, kimi sevdiğini, kimi yaşlı ana babasını komşusuna emanet edip, ülkesinin özgürlüğü için cepheye gitmiş.

Kadınlar ellerindeki malzemeleri kullanıp, cephedekiler için çorap, kıyafet hazırlamış. Bu ülkenin evlatları kurtuluş mücadelesini el ele vererek gerçekleştirmiş.

Bu insanlar düşmana karşı savaşırken, bir yandan da kurtuluş mücadelesine inanmayan kendi vatandaşlarına karşıda mücadele etmek zorunda kalmışlar.

Sonuçta güzel ülkemiz işgalci güçlerden ve onlara yandaşlık edenlerden temizlenmiş. Cumhuriyetimiz kurulmuş, kurulurken de yaşanan tecrübelerden dersler alınmış. Laiklik ilkesinin getirilmesi de boşuna değil.

Mustafa Kemal Atatürk, “Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir. Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, hakiki dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, terakkinin ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış şark kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz...” demiştir.

Bu son paragrafı iyi okuyup anlamak gerekir.