Bir gün Hz.Ömer (r.a),Medine'nin dışında bir yer olan Sura'ya gitmiş ve orada bir kadının tencere içinde bir şeyler karıştırmakta olduğunu,yanında bulunan üç çocuğun ise durmadan ağladıklarını görmüştü.
Hz.Ömer(r.a),kadına yaklaşarak çocukların niçin ağladığını sormuş,kadın da yiyecek bir şeylerinin olmadığını,dolayısıyla çocuklarına iki günden beri yiyecek veremediğini,bundan ötürü de tencereye su koyarak yemek pişiriyor havasını vermekle onları oyaladığını söylemişti.
Gördüğü içler acısı bu manzara karşısında ve aldığı bu cevap ile iyice sarsılan Hz.Ömer (r.a),derhal Medine'ye dönerek hazineden un,yağ ve hurma gibi şeyler almış,sonra da bunları arkasına yüklenmiş ve aynı yere götürmüştü.
Kölesi Eslem ondan yükü alıp götürmek için ısrar etmiş ise de,Hz. Ömer(r.a)bu teklifi kabul etmemiş ve ona şöyle demişti:
"Kıyamet günü benim yüküme iştirak edecek değilsin.Öyle ise bırak da yükümü kendim taşıyayım."
Hz.Ömer (r.a) getirdiği yiyecekleri kadına teslim etmekle kalmamış,ateşi de ter ve duman içerisinde bizzat kendisi yakmıştı.Bir müddet sonra ocak tutuşmuş ve yemek pişmişti.
Kadın hazırlanan gıdayı çocuklarına yedirince ve onların da karınları doyunca,çocuklar neşeli bir şekilde kalkmış ve ortalıkta koşturmaya ve oynamaya başlamışlardı.O zamana kadar mahzun ve bitkin bir vaziyette olan anneleri,çocuklarının bu sevinçli ve neşeli hallerini görünce,gülen yüzüyle kim olduğunu bilmediği Hz.Ömer 'e dönerek ona teşekkür etmiş ve sonra da şöyle demişti:
"Cenabı Hak sana mükafatını ihsan etsin.Gerçekten Ömer'in İşgal ettiği makama o değil;sen layıksın.
Bulunduğu makamın hakkını vermek, adil, adaletli olup sorun çözmek önemlidir. En önemlisi de vebaldir. Ya bulunduğun makamın hakkını vereceksin. Ya da haddini bilip, makamı boşuna işgal etmeyeceksin.
Bir makamın hakkını vermek de,onun gereğini yapmakla mümkündür.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Semra ÖZTÜRK AKTAŞ
Makamın Hakkını Vermek
Bir gün Hz.Ömer (r.a),Medine'nin dışında bir yer olan Sura'ya gitmiş ve orada bir kadının tencere içinde bir şeyler karıştırmakta olduğunu,yanında bulunan üç çocuğun ise durmadan ağladıklarını görmüştü.
Hz.Ömer(r.a),kadına yaklaşarak çocukların niçin ağladığını sormuş,kadın da yiyecek bir şeylerinin olmadığını,dolayısıyla çocuklarına iki günden beri yiyecek veremediğini,bundan ötürü de tencereye su koyarak yemek pişiriyor havasını vermekle onları oyaladığını söylemişti.
Gördüğü içler acısı bu manzara karşısında ve aldığı bu cevap ile iyice sarsılan Hz.Ömer (r.a),derhal Medine'ye dönerek hazineden un,yağ ve hurma gibi şeyler almış,sonra da bunları arkasına yüklenmiş ve aynı yere götürmüştü.
Kölesi Eslem ondan yükü alıp götürmek için ısrar etmiş ise de,Hz. Ömer(r.a)bu teklifi kabul etmemiş ve ona şöyle demişti:
"Kıyamet günü benim yüküme iştirak edecek değilsin.Öyle ise bırak da yükümü kendim taşıyayım."
Hz.Ömer (r.a) getirdiği yiyecekleri kadına teslim etmekle kalmamış,ateşi de ter ve duman içerisinde bizzat kendisi yakmıştı.Bir müddet sonra ocak tutuşmuş ve yemek pişmişti.
Kadın hazırlanan gıdayı çocuklarına yedirince ve onların da karınları doyunca,çocuklar neşeli bir şekilde kalkmış ve ortalıkta koşturmaya ve oynamaya başlamışlardı.O zamana kadar mahzun ve bitkin bir vaziyette olan anneleri,çocuklarının bu sevinçli ve neşeli hallerini görünce,gülen yüzüyle kim olduğunu bilmediği Hz.Ömer 'e dönerek ona teşekkür etmiş ve sonra da şöyle demişti:
"Cenabı Hak sana mükafatını ihsan etsin.Gerçekten Ömer'in İşgal ettiği makama o değil;sen layıksın.
Bulunduğu makamın hakkını vermek, adil, adaletli olup sorun çözmek önemlidir. En önemlisi de vebaldir. Ya bulunduğun makamın hakkını vereceksin. Ya da haddini bilip, makamı boşuna işgal etmeyeceksin.
Bir makamın hakkını vermek de,onun gereğini yapmakla mümkündür.