Pandemi başladığından bu yana her gün kaç vaka olduğu Sağlık Bakanımız tarafından açıklanıyor. Yasaklar esnetildiğinden bu yana da sık sık duyduğumuz bir üçleme var.

Maske, Mesafe, Hijyen…

Maske ve Hijyen tamam bu bizim elimizde, bu tedbiri biz alırız.

Peki ya Mesafe…

Toplu taşıma aracı kullanan birisi olarak, ben kurallara uyuyorum. Maskemi takıyorum. Çantamda dezenfektan taşıyorum. Bir yere dokunursam, dezenfektanımı kullanıyorum. Ama mesafeyi ayarlayamıyorum.

Neden mi?

Çünkü toplu taşıma araçları çok kalabalık….

Genelge yayınlandı. Sabah 07:00-09:30 arası ve akşam 17:00-19:30 arası belirli yaş grubunun toplu taşıma kullanmaması gerekiyor. Her gün o saatlerde toplu taşıma kullanması yasak olanlarla birlikte yolculuk yapıyoruz.

Bu nedenle,  maske ve hijyen tamam, mesafe eksik kalıyor.

Yetkililer, yayınladıkları genelgenin gereğini yapmazsa, kişisel olarak bizim aldığımız tedbirlerin çokta anlamı kalmıyor.

Hastanelerde yer olmamasına rağmen, her gün vakanın artmasına rağmen hala olayın farkına varamayan bir kesim var.  Dönem dönem yaşadığımız site içerisinde, toplu taşımada bu kişileri uyarıyoruz.

En kibar olanından “Korkma bir şey olmaz.” cevabını alıyoruz. Vurdumduymaz insanlar yüzünden hepimiz risk altında kalıyoruz.

Sosyal medya üzerinden “vaka artışında şu sıradayız. Tedbiri kendimiz almalıyız “ uyarısı yapılmasının bir anlamı yok.

Artık kesilen cezaların ne kadarının tahsil edildiğiyle ilgili bilgiler açıklanmalı ki, caydırıcılık artsın.

Maalesef, ceza kesilmesi de caydırıcı değil.

 Çünkü insanlar seçim olduğunda bu cezaların silineceğini düşünüyor.

Onlara da kızamıyorum.

Her işe siyaset karıştığından, cezaları da siyasi kanallar aracılığıyla iptal edileceğine inançları, salgının arttığından daha fazla…

Ne diyelim, ülkemizin gerçeği…