Bir ülkenin trafik düzeni, o toplumun insan ilişkilerini yansıtan önemli göstergelerden biridir. Trafik, araç kullanan kişilerin birbirleriyle kurdukları ilişkilerin tümünü ifade eder. Bir ülkedeki trafik düzenine bakarak, insanların birbirlerine nasıl bir tavır içinde olduklarını gözlemleyebilirsiniz.

Bizim şehrimizin trafiğine bakacak olursak, kültürel olarak epeyce gerideyiz. Sizde dikkat etmişsinizdir. Son zamanlarda trafiğe bir haller oldu. Hemen hemen her sabah, bir kazaya şahit oluyoruz. Kazaların birçoğu da sürücülerin dikkatsizliği ve sabırsızlığının sonucu…

Gözünü karartıp, hızlı manevra yapmak, makas atarak şerit değiştirmek büyük bir marifet gibi gösteriliyor. Tabi diğer sürücüleri zorda bırakmışlar, umurlarında mı? Değil tabii ki…

 Hayrola bu ne acele, nereye yetişiyorsunuz?

Trafik denilince aklımıza taşıtlar gelir. Fakat trafik, sadece taşıtlardan ibaret değildir. İnsanlar ve hayvanlar da trafiği oluşturan olgular içindedir.

Sadece araçlar değil, insanların da trafik kurallarına uyması gerekiyor. İnsanlar, öyle noktalardan karşıya geçmeye çalışıyor ki, hem kendi hayatını, hem sürücüyü tehlikeyle karşı karşıya bırakıyor.

 1 metre ilerisinde yaya geçidi, trafik ışığı varken, olmadık bir yerde karşıya geçmeye çabalamak nedendir? Cadde ve sokaklarda yaya kaldırımlarından yürümeli, karşı kaldırıma yaya geçitlerinden geçmeliyiz.

Tabi bu arada kaldırımda yürüyebilmek için, kaldırımların otopark olarak kullanılmaması gerekiyor. İlgili birimlere soruyorum. Kaldırım otoparklara bir çözüm bulmayı düşünüyor musunuz?

Karşıdan karşıya geçerken, önce sola, sonra sağa ve tekrar sola bakarak geçmeliyiz. Duran bir taşıtın hemen önünden ve arkasından geçmemeliyiz. Bu çok basit ilk okulda öğretilen bir trafik kuralıdır.

İnsanı ayrı, taşıtı ayrı kural tanıyan yok. Kurallara uyanlara da uzaylı gibi davranılıyor.

Hızla artan taşıt sayısıyla birlikte, trafik sorunu da arttı. Ülkemizde her yıl binlerce insan trafik kazalarıyla hayatını kaybediyor. Trafik canavarıyla mücadele etmenin tek yolu, trafik kurallarına uymaktır.

Benim ki; küçük bir hatırlatma…