Hava Durumu

“Siyasetçi ve eleştiri“

Yazının Giriş Tarihi: 16.02.2014 17:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.02.2014 17:55

 Siyasetçi dediğin eleştiriye açık olacak, eleştirildiğinde tekerleği patlamış araba gibi sağa sola saldırması, öfkesinin aklının önüne geçmesi  zayıflıktır. Siyasetçinin çelik gibi sinirleri olmalı, diye düşünüyorum. Ve en önemlisi eleştiriye açık olacak. Nedir eleştiri?

Eleştiri, bir insanı, bir grubu, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla incelemek, araştırmaktır. 
Bazılarının zannettiği gibi eleştiri açık aramak, kusur kovalamak veya düşmanlık değildir. 

Eleştiri doğruyu ve yanlışı delilleri ile araştırmak ve bulunanı ikna edici seviyeli bir dille ortaya koymaktır. Bunun sevgi ve yergi ile alakası yoktur. En azından olmamalı. İnsan sevdiğini de eleştirebilir, sevmediğini de. Siz, eleştiren kişiyi birlikte oturduk, şöyle yaptık.Böyle muhabbet etmiştik, diyemezsiniz. 

Eleştiri demek, ille de olumsuz yanları ortaya koyarak olumlu yanları gizlemek demek de değildir. Olumlu yönleri de göstermek ve tebrik etmek de bir eleştiridir. Eleştirilere gocunmamak gerekir. Aksine eleştiri; insanı daha çok ve ciddi çalışmaya, aldığı sorumluluklarını daha dikkatli yaparak daha kalıcı olmaya teşvik eder. Bu açıdan ciddi eleştiriler olumlu ve faydalıdır.


Yaptığımız haberlere katılanlar da var, yanlış bularak katılmayanlar da oluyor. Eleştirenlerde, ama hiç okumadan bunu niye yazdın, diyen yada yazmanın zamanını manidar bulanlarda oluyor. Bazen hiç kastetmediğimiz manalar ve hükümler çıkaranlar da. 

Biz sık sık söylüyoruz, yeter ki hakaret olmasın, hepsine açığız. Hepsine verilecek cevabımız da olabilir, ama çoğunu tatlı bir tebessümle susarak karşılıyoruz.Tek arzumuz,aşağılama olmasın. 


Bugün işlerini beğendiğimiz ve övdüğümüz kimi insanlar, yarın yanlış yaparlarsa ve biz de onları yanlış bulur ve eleştirirsek, bu bir çelişki midir? Bunun için dün övüyordunuz, şimdi niye eleştiriyorsunuz, denilebilir mi? 
Hayır! Bu ne kadar basit bir düşüncedir. 
 
Hiç kimse mükemmel değildir. Çoğu insan kendisini vazgeçilmez zanneder.En çok da bir makam ve mevkiye gelmiş insanlar. 

Kendisini vazgeçilmez sananlar"ın cümleleri "Eğer ben olmasam" diye başlar. Etrafındakilerin cümleleri de "Siz olmasanız efendim" diye başlar. 

Rahmetli büyükannem "Ben demek şeytan işidir" derdi. Bazı büyüklerimiz değil "ben", "biz" demeyi bile uygunsuz buluyorlar. 

Ne yazık ki bir makama, mevkiye gelen bazı insanlar kendinden başka kimseyi değerli görmeme, kendinden başkasına en ufak bir saygı duygusu taşımama, her şeyi ben-biz yapıyoruz gibi acayip bir hastalığın pençesine düşüyorlar. 

Bu kişiler asla eleştiriye de tahammül edemiyorlar. 

Oysa siyasetçinin Şeyh Edebali'nin, "Ey oğul" diye başlayan nasihatleri sık sık okuması  gerekiyor. 

" Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana... Suçlamak bize; katlanmak sana... Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana... Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana... Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... " 

Eee hani bu sözlerin karşılığı?.. 

Nerede tevazu?

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.