Mustafa Balbay tahliye edildi. Sevenlerinin gözü aydın, darısı uzun yıllardır suçlarının ne olduğunu bilmeden cezaevinde kalan komutanların başına.

Uzun tutukluluk süresi göz önünde bulundurulan Balbay, sonunda özgürlüğüne kavuştu.Ailesinin mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Balbay bugün mecliste yemin ederek milletvekilliği görevine de başladı.  Tahliye’nin 10 Aralık Dünya İnsan Hakları gününe gelmesi de ayrı bir güzellikti. Aynı güzelliği sahte belgelerde içerde tutulan komutanlar içinde görmeyi ümit ediyoruz.

Mehmet Baransu

Mehmet Baransu’nun ortaya çıkardığı belgelerin sahteliği defalarca ispatlanmasına rağmen hala o belgelerle komutanlar cezaevlerinde tutuluyor. Belli bir yaşın üzerinde olan bu insanların çoğunun sağlık problemi var. Sağlık sorunları bakım gerektiriyor. Bir zamanlar komutanlarla ilgili valiz valiz belgeleri sızdıran Mehmet Baransu,hükümet nezdinde  çok saygıdeğer bir gazeteci idi.

Ne zaman ki, Mehmet Baransu, MGK’da cemaatle ilgili alınan kararı sızdırdı. O zaman vatan haini ilan edildi. Yargı göreve çağrıldı. Komutanlarla ilgili belgelerin sahteliği ortaya çıktığında neden yargı göreve çağrılmadı.

Bakıyorum da iktidar kendi canı yanmazsa hiçbir şey umurunda olmuyor. MGK kararları uygulanmadı. Uygulanmadığı içinde yok hükmünde sayılırken, komutanlarda fiilen yaptıkları bir eylem girişim yoktur. Eğitim yada toplantı notlarıyla nasıl bunca yıl hapis yatabilirler.

Bizdensen her şeyi yapabilirsin. Görmeyiz, duymayız. Bizim karşımızdaysan, koru kendini, başına ne geleceği belli olmaz. Gezi olaylarında bizim %50 yi evde zor tutuyorum, denildiği gibi.

Siz ve biz diye bölünmek ve bunu ülkeyi yönetenlerin yapması çok yanlış değil mi? Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Ve ülkemizin geleceği sağcı, solcu, CHP’li, AK Partili, MHP’li herkesi ilgilendiriyor. Ülkemizde uygulanan yasalar tüm vatandaşlar için aynı derecede geçerli olmalı. Hukuk devletiyiz. İktidar partisinden olunca farklı kanun, farklı uygulama, muhalefet tarafındaysan farklı uygulama olmamalı.

İnsanların kanunlara güveni kalmamış. Bu güvensizlikten dolayı şikayetçi olacakları haklı oldukları konularda bile susuyorlar. Neden diye sorulduğunda kimi kime şikayet edeceksin? diye söyleniyor.

Hukuk devletine, demokratik bir ülke de işine nasıl gelirse diye bir uygulama olması, doğru değil. Doğru olmadığı gibi hukuk devletine de yakışmıyor.

Biz Esad’a halkına zulüm ediyor diye kızıyoruz.  Kendi ülkemizde sahte belgelerle tutuklu bulunan kişiler zulme uğramış olmuyor mu? Ergenekon’dan, Balyoz’dan tutuklu olan insanlara da zulüm yapılmıyor mu? Günahların en büyüğü olan kul hakkı yenmiş olmuyor mu?

 Haksızlığa uğrayan tutuklularında, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları gününde  verilen mesajlardaki samimiyeti görebilmelerini, tahliye edilmesini diliyoruz. Zararın neresinden dönülse kardır. Umarım sorumlu olanlar hatalarını görürler. Yoksa Baransu’nun bu sefer komutanların suçsuz olduğunu gösteren belgeler servis etmesi için dua etmeye başlayacağız.