Hava Durumu

Türk Töresinde Kadını Olmak…

Yazının Giriş Tarihi: 11.06.2021 05:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.06.2021 05:31

Şimdilerde çok yaşayamasak ta, Kadına saygı, hanenin en büyük kadının sözünün dinlenmesi Orta Asya'da beri gelen bir Türk töresidir.

Türk tarihinde kadın obje olmamış, horlanmamış, dövülmemiştir. Türk kadını her zaman baştacıdır. Şimdi ise, kadın kıyafetine göre yargılanıp, kıyafetine göre değerlendiriliyor.

**

Türk tarihinde kadının yerine baktığımızda; Kadına kutsallık katan töreye göre; dövülmesi, horlanması veya itilip kakılması mümkün değildir ki zaten Türk kültüründe ve destanlarında böyle bir durum göze çarpmamaktadır. Türk destanlarında kadın, daima erkeğinin yanındadır. Onların güç ve ilham kaynağıdır. Kahramanının yanında savaşan kadın motifi, Dede Korkut hikâyelerinde de mevcuttur.

Orta Asya Türk devletlerinin hepsinde (İskitler, Hunlar, Göktürkler, Uygurlar) kadın, önemli hak ve yetkilere sahip bulunmaktadır. Örneğin İskitlerde, her kadının İskit erkekleri gibi savaşçı ve asker olarak yetiştirilmesi geleneği vardı. Bundan dolayıdır ki İskitli göçebe kadınlar, her savaşta erkekleriyle birlikte çarpışıyorlardı.

Hunlar döneminden itibaren kadın-erkek ayrımı yapılmadığı ve kadınlar, erkeğin tamamlayıcısı olarak kabul edildiği bilinmektedir. (Muhammed IŞIK https://sahipkiran.org/ Alıntıdır)

**

Binlerce yıl önce kadın baştacı edilirken şimdi kadının yerinin çok daha farklı olmasını bekliyorsunuz değil mi? Maalesef değil.

Gezici Araştırma Şirketi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı araştırmayla göre: Kadınların yüzde 75’i “hayatınızdan mutlu musunuz” sorusuna “hayır” yanıtını verirken, yüzde 42’si istemediği halde eşi tarafından cinsel ilişkiye zorlanıyor. Evlenen kadınların sadece yüzde 36’sı kendi isteğiyle ve seçtiği kişiyle evlenmiş...

**

Günümüz dünyasında ise kadın, maalesef cehaletin ve tüketim ekonomisinin hedefi haline getirilerek reklam ve eğlence aracı durumuna getirilmiştir. Yine günümüzde zaman zaman karşılaştığımız üzere, kadınla erkek birbirlerinin rakipleri gibi karşı karşıya getirilmeye çalışılmaktadır. Hâlbuki kadın ve erkek, birbirlerinin rakibi değil, tamamlayıcılarıdır. İnsan soyunun devamı, onların birlikte yaşadıkları aile kurumuna bağlıdır. Temelleri sağlam aile kurumları ise, eğitimli ve itibarlı kadınlar üzerinde yükselir. (Muhammed IŞIK https://sahipkiran.org/ Alıntıdır)

**

Son söz olarak Aybike Serttaş’ın yorumu sizlerle paylaşmak isterim. “Türkiye’de kadın olmak, şiddetin her türlüsüne maruz kalarak dünya istatistiklerinde ilk sıraları almak da olabilir, ana sıfatıyla taçlanmış Toprak gibi bereketli olmak da. Kadın olmak, doğduğunda herkesin sessizleştiğine dair deyişlerin öznesi olmakla da birdir, yuvayı yapmanın sorumluluğunu taşımakla da.

Türkiye’de kadın olmak, eşitlikten bahsedince “çirkin feminist” diye aşağılanmak, kendini ifade ettiğinde “hafif meşrep”likle suçlanmaktır.

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.