17 Ağustos 2024 Cumartesi günü Sayın Serkan Asker’in hazırlayıp sunduğu Görkemli Hatıralarının konusu Gaziantep idi.
Serkan Asker’in, zaman zaman sesin kesildiği, Gaziantep’in iyi araştırılmadan kısa sürede hazırladığı Görkenli Hatıralar’da gördüğüm eksiklik ve yanlışlardan söz etmek istiyorum.
Nohut dürümü ile ilgili bölümde, ilk defa Gaziantep’te yapıp TUZLUCA adıyla satan ve Gaziantep’in bilinen simalarından ZENGİN AĞA’DAN söz edilmeliydi.
Baklava ve tatlılar geçince akla Güllü ve Maaşın olğlu (İnal) gelir. Gaziantep’te gerçek malzemelerle baklava ve diğer türlerini yapanlar hep yukarıda sözünü ettiğim Güllülerin ve İnalların yanında çalışıp işyeri açmışlardır. Bu konuya değinilmediği için üzgünüm.
Sayın Samet Bayrak çok güzel konulara değindi. Bu arada Gaziantep ile ilgili kitap ve yazıları bulunan, Sinanoğlu, Yalkın, Mıhçıoğlu ile de temas edilip, programa alınmaları gerekirdi.
Diğer taraftan Gaziantep ile ilgili bir kitap tanıtılırken, Gazi Kültür tarafından yayımlanan kitaplar es geçilmemeliydi.
Kilisin “Gelor, Gidor” diye konuşmalarının, gerçekten İstanbul diline benzediğini söyleyebilirim. Çünkü Osmanlı döneminde sarayda “Gelor, Gidor” gibi konuşulurdu. Kilisliler doğru söylemektedirler. Sanki alay edilmiş gibi geldi bana.
Yuvalama programda görüldüğü gibi ninelerimiz, annelerimiz yuvalama tanelerini ufacık yapmazlardı. Nohuttan daha iri olurdu. Yuvalama tanelerinin küçültülmesi, Gaziantep Mutfağına yakışmamaktadır.
Lahmacun yapılması, eskiye uygundu. Ancak şimdi kasaplar zırk yerine makine kullanarak lahmacuna gerekli malzemeyi hazırlıyorlar. Gerçek gizlenmemeliydi.
Patlıcan kebabı Gaziantep Mutfağına ait bir yemek değildir. Şanlıurfa’ya ait bir yemektir. Sunumu da Şanlıurfa’ya göre yapılmıştır. Hatta Birecik patlıcanından söz edildi. Birecik, Şanlıurfa’nın ilçesidir. Gaziantep’te patlıcan kebabı ile bir şiş de kıyma kebabı verilmez.
Halay ekibinden, bir Gaziantep oyunu göremedik. Gaziantep’in halkoyunları arasında programda oynanan oyunların bir tanesi bile yoktu. Hani, Çibikli, hani Şirinnar…
Çok ilde olmayan Gaziantep’teki İhsanbey, Bişirici, Kozluca gibi yeraltı çeşme ve sularına hiç değinilmedi.
Sözün özü program üzerinde fazla çalışılmamış.
***
Birazda gülelim ki sıkıntılarımız kaybolsun:
Temel ava çıkmış. Akşama kadar hiçbir şey vuramayınca eve boş gitmemek için kasaptan bir tavşan almış.
Eve geldiğinde tavşanı gören Fadime:
-Ula bu soyulmuş tavşani nasil vurdin. Da!
Temel:
-Ormanda başka bir tavşanla sevişirken yakaladım. Giyinmeye firsati olmadii.
Orhan YALIN
.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Orhan Yalkın
GÖRKEMLİ HATIRALAR
(GAZİANTEP)
17 Ağustos 2024 Cumartesi günü Sayın Serkan Asker’in hazırlayıp sunduğu Görkemli Hatıralarının konusu Gaziantep idi.
Serkan Asker’in, zaman zaman sesin kesildiği, Gaziantep’in iyi araştırılmadan kısa sürede hazırladığı Görkenli Hatıralar’da gördüğüm eksiklik ve yanlışlardan söz etmek istiyorum.
Nohut dürümü ile ilgili bölümde, ilk defa Gaziantep’te yapıp TUZLUCA adıyla satan ve Gaziantep’in bilinen simalarından ZENGİN AĞA’DAN söz edilmeliydi.
Baklava ve tatlılar geçince akla Güllü ve Maaşın olğlu (İnal) gelir. Gaziantep’te gerçek malzemelerle baklava ve diğer türlerini yapanlar hep yukarıda sözünü ettiğim Güllülerin ve İnalların yanında çalışıp işyeri açmışlardır. Bu konuya değinilmediği için üzgünüm.
Sayın Samet Bayrak çok güzel konulara değindi. Bu arada Gaziantep ile ilgili kitap ve yazıları bulunan, Sinanoğlu, Yalkın, Mıhçıoğlu ile de temas edilip, programa alınmaları gerekirdi.
Diğer taraftan Gaziantep ile ilgili bir kitap tanıtılırken, Gazi Kültür tarafından yayımlanan kitaplar es geçilmemeliydi.
Kilisin “Gelor, Gidor” diye konuşmalarının, gerçekten İstanbul diline benzediğini söyleyebilirim. Çünkü Osmanlı döneminde sarayda “Gelor, Gidor” gibi konuşulurdu. Kilisliler doğru söylemektedirler. Sanki alay edilmiş gibi geldi bana.
Yuvalama programda görüldüğü gibi ninelerimiz, annelerimiz yuvalama tanelerini ufacık yapmazlardı. Nohuttan daha iri olurdu. Yuvalama tanelerinin küçültülmesi, Gaziantep Mutfağına yakışmamaktadır.
Lahmacun yapılması, eskiye uygundu. Ancak şimdi kasaplar zırk yerine makine kullanarak lahmacuna gerekli malzemeyi hazırlıyorlar. Gerçek gizlenmemeliydi.
Patlıcan kebabı Gaziantep Mutfağına ait bir yemek değildir. Şanlıurfa’ya ait bir yemektir. Sunumu da Şanlıurfa’ya göre yapılmıştır. Hatta Birecik patlıcanından söz edildi. Birecik, Şanlıurfa’nın ilçesidir. Gaziantep’te patlıcan kebabı ile bir şiş de kıyma kebabı verilmez.
Halay ekibinden, bir Gaziantep oyunu göremedik. Gaziantep’in halkoyunları arasında programda oynanan oyunların bir tanesi bile yoktu. Hani, Çibikli, hani Şirinnar…
Çok ilde olmayan Gaziantep’teki İhsanbey, Bişirici, Kozluca gibi yeraltı çeşme ve sularına hiç değinilmedi.
Sözün özü program üzerinde fazla çalışılmamış.
***
Birazda gülelim ki sıkıntılarımız kaybolsun:
Temel ava çıkmış. Akşama kadar hiçbir şey vuramayınca eve boş gitmemek için kasaptan bir tavşan almış.
Eve geldiğinde tavşanı gören Fadime:
-Ula bu soyulmuş tavşani nasil vurdin. Da!
Temel:
-Ormanda başka bir tavşanla sevişirken yakaladım. Giyinmeye firsati olmadii.
Orhan YALIN
.