Ortaçağ Felsefesinde Bir Model Olarak Tanrı Konferansı

GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlikte Dr. Şeyma Kömürcüoğlu, Ortaçağ felsefesine ışık tutarak, ‘Tanrı’ kavramının felsefi boyutunu ele aldı. Kömürcüoğlu, Ortaçağ düşünce geleneğinde Tanrı'nın nasıl bir model olarak görüldüğünü, felsefi tartışmaların nasıl şekillendiğini dinleyiciler ile paylaştı. 

Ortaçağ'daki 'Tanrı'ya benzeme, Tanrı'nın bir model olması' fikrinin köklerini Antik Yunan'dan aldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Şeyma Kömürcüoğlu, “Tanrı'ya benzeme fikri ilk duyulduğunda insanın geri çekilmesine sebep olan bir fikir. Çünkü her ne kadar felsefi düşüncelere açık olsak da ne olursak olalım Tanrı ve insan birbirinden farklı hiyerarşi kategorilerde olan iki varlık; yani Tanrı ve insan birbirine herhangi bir öykünme veya benzeme çabasıyla ne olursa olsun özdeşleşemeyecek iki ayrı varlıktır. Tanrı ve insan birbirinden bu kadar ayrı olmasına rağmen çok eski dönemler; ilkel-antik dönemler hatta Mısır ve Mezopotamya’dan itibaren Tanrı ve insan arasında insandan Tanrı'ya yönelen bir öykünme çabası olmuştur. İnsanın kendi iradesiyle tanrı veya kutsal kabul ettiği alana doğru bir erişme, öykünme, onun gibi olma çabasına biz farklı kültürlerde rastlıyoruz.” diye konuştu.
Ortaçağ'da yaşayan ve düşünen büyük filozofların yanı sıra, bu düşünce geleneğinin günümüze etkilerini de ele alan Dr. Kömürcüoğlu, Tanrı'nın felsefi ve teolojik tartışmalarındaki rolünün Ortaçağ düşüncesinin temel taşlarından biri olduğunu ve günümüz düşünce dünyasında da hala etkisinin devam ettiğini belirtti.
Programın açılış konuşmasını yapan GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Habip Türker, bu tür etkinlikleri önemsediklerini belirterek, katkılarından dolayı Dr. Şeyma Kömürcüoğlu'na teşekkür etti.