Hava Durumu

“Neden camiye gönderildi?”

Akkent Camii inşaatında hatalar silsilesi İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan’ın hayatına mal oldu. İnşaat alanında bulunan ahşap iskelenin altında kalarak feci şekilde can veren Küçükcan’ın durumu, arama kurtarma faaliyetleri ve cami inşaatında yapılan ihmallere ilişkin İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, inşaat alanında bulunan ahşap iskelenin üç ay önce yapılan beton dökümü işlemi sırasında yükü taşıyacak gücü olmadığının fark edilmesine rağmen Korkut Küçükcan’ın neden ölçü alımı için camiye gönderildiğini sordu.

Haber Giriş Tarihi: 18.11.2019 20:03
Haber Güncellenme Tarihi: 18.11.2019 22:03
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.gazeteekspres.com/
“Neden camiye gönderildi?”

Akkent Camii inşaatında hatalar silsilesi İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan’ın hayatına mal oldu. İnşaat alanında bulunan ahşap iskelenin altında kalarak feci şekilde can veren Küçükcan’ın durumu, arama kurtarma faaliyetleri ve cami inşaatında yapılan ihmallere ilişkin İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, inşaat alanında bulunan ahşap iskelenin üç ay önce yapılan beton dökümü işlemi sırasında yükü taşıyacak gücü olmadığının fark edilmesine rağmen Korkut Küçükcan’ın neden ölçü alımı için camiye gönderildiğini sordu.

İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi’nde Akkent Camii’nde yaşanan iskele kazasında göçük altında kalan İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan’ı kurtarma çalışmaları, Akkent Camii inşaatına ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Düzenlenen toplantıda konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, “Üzücü olayın gerçekleştiği devasa büyüklükteki cami inşaatı, Türkiye’nin en büyük ikinci camisi olarak lanse ediliyor. 14.700m2’lik alana inşa edilen caminin, kubbe yüksekliği 67 metre, kubbe çapı ise 34 metre genişliğindedir. Caminin 4800m2’lik avlusunda 44 adet 30m2 büyüklüğünde külliye şeklinde odalar bulunacaktır. Devasa camide aynı anda 15.000 kişi ibadet edecektir.”

CAMİ YAPIMI İÇİN YOL KESİLDİ

“Yapının başlaması ile daha öncede gündeme gelen, Karataş Mahallesini şehre bağlayan en büyük ana yollardan birinin aksını kestiği, yolun sürekliliğinin devamı için caminin etrafından dolaşılması gerekliliği için yapılan tartışmalar daha önce kamuoyu gündemini meşgul etmişti. Bu yol imar değişikliği Ayrıca şehir hastanesine ulaşım bakımından sıkıntılara yol açacağını da hastane faaliyete geçmeden şimdiden söyleyebiliriz.  Akkent Cami inşaatın yalnızca 1 km civarında 4 adet cami bulunmaktadır. Ayrıca bu büyüklükte bir cami inşaatı var iken, bundan çok çok daha büyük bir caminin valilik binasının yıkılarak yerine yapılacak olması da Gaziantep kamuoyunu meşgul eden, tartışmalara yol açan yeni bir gündem konusudur.”

İNSAN HAYATI HİÇE SAYILIYOR

Camii inşaatının ruhsatının bulunmadığını söyleyen Çeliktürk, “Türkiye’nin ikinci en büyük camisi olarak yapımına başlanan Akkent Cami İnşaatının statik projesi, iskele projesi ve ruhsatı yok. Hatta cami inşaatı yapılan alanın, cami olarak imar tadilatı olmadan inşaata başlandığı, inşaata başladıktan yıllar sonra imar tadilatının yapıldığı kamuoyunca bilinmektedir. Herhangi bir projesi olmayan inşaata nasıl başlandı ve neye göre devam ettirildi? Türkiye’de camilerin ruhsatsız hatta projesiz yapıldığı ile ilgili genel bir kanı var. Ancak bu durum mühendislik bilimini ve insan hayatını hiçe sayan bir uygulamadır. Çoğu zaman bir tip cami projesinin enini boyunu biraz değiştirerek inşaat yapıldığı bilinmektedir. Belediyeler cami ve bunun gibi bağış yapılan sosyal inşaatlarda ruhsatlara önem vermiyor proje istemiyor. Bu çok yanlış, yanlış olduğu kadar da tehlikeli bir durumdur. İnşaatı ister kamu kurumu yapsın, isterse de özel sektör yapsın her ikisi de aynı muameleye tabi tutulmalıdır. Belediyeler, kamu kurumları, kurallara uyma konusunda örnek olmalıdır. Ruhsatsız yapıya müsaade etmemelidir. Ancak burada görüyoruz ki belediye kendisi ruhsatsız yapı yapmaktadır.

DÜNYADA BÖYLE BİR KAZA YOK!

Akkent Camii’nde meydana gelen kazanın dünya litaratürüne girdiğini söyleyen Çeliktürk, “Bu kaza dünya literatürüne giren bir kaza. Dünyada bu kazanın eşi benzeri, büyüklüğü yok. Ben inşaat alanına gittiğimi zaman içeri girip de gördüğüm zaman dehşete düştüm. Böyle bir şey olabilir mi? İskelenin çökmüş hali 13 metreydi. Bizim Dülükbaba Ormanı’nı kesip oraya getirmişler. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. İlk başta dediler inşaat işçileri çıksın. Sonra geri gelsin. Çıktılar yapamadılar. Bu bizim işimiz. Biz o çağrıyı niye yaptık? İlk günde bizim inşaat işçilerimiz oradaydı. Girdik, çalıştık. Sonra belli bir süre sonra AFAD yetkilileri gelince güvenlik nedeniyle inşaat işçileri geri çıkartıldı. Sonra baktılar bir çalışma olmuyor. Sabaha doğru tekrar bir koordinasyon kuruldu. Tekrar işçilerimizi içeriye aldık. Çünkü bu özel bir kazaydı. Böyle bir kazayı bir daha göremezsiniz.”

NEDEN GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINMADI?

Sorulması gereken sorular olduğunu söyleyen Çeliktürk, “13.5 metre ve daha yüksek iskele kurulumlarında ahşap iskele türünün kullanılması yasak iken, Akkent Camii inşaatında yaklaşık 45 metre yüksekliğinde kullanılan ahşap iskeleye nasıl izin verildi? Kim izin verdi? İnşaat belirli bir aşamaya geldikten sonra yarım kalmış. Devasa inşaat alanı yıllardır kaderine terk edilmiş, metruk bir yapı haline dönüşmüştür. Bu denli tehlike arz eden bir yapının bu kadar uzun süre bu halde kalmasının sebebi nedir? Civar bölgede yaşayan halk buranın tinerci yuvası haline geldiğini içeride mahallenin çocuklarının elini kolunu sallayarak gezdiğini söylüyorlar. Böylesine tehlike arz eden inşaat alanı ile ilgili olarak her hangi bir güvenlik önlemi neden alınmamıştır? Ve bizim için sorulması gereken en önemli soru şudur; yaklaşık 3 ay önce şantiye alanında çalışma yapıldığı ve beton döküldüğü, hatta beton dökümü esnasında iskelenin böyle bir yükü taşıyamayacağı anlaşılınca beton dökümünün yarım bırakıldığı biliniyor. Peki, üstü açık olan bu yapının, yıllarca soğukta kar ve yağmur, sıcakta güneşe maruz kaldığı bilinen ahşap iskelenin, beton dökümü esnasında kurumuş ahşabın üzerine yüklenen yeni yükü taşıma gücü kalmadığı fark edildikten sonra, değerli meslektaşımız Korkut Küçükcan neden ölçü alımı için camiye gönderilmiştir?”

CAMİ PROJESİ VE YAPI İZNİ YOK

“Belediye yetkilileri ile olaya ilişkin görüşmelerde bulunduk. Onlarında kendilerine göre bazı açıklamalarda bulundular. 2012 yılında ihalenin bir firma tarafından alındığını, temel atma töreni yapıldığından, 15 Temmuz sürecinde inşaatı yapan firma sahibinin tutuklanması ile birlikte inşaatın yarıda kaldığından, iskelenin o dönemde kurulduğundan bahsedildi. Bu olayda ihmal var, sorumluları var. Sorumluların bulunarak Türk Adaletine hesap vermesi gerekiyor. Açıklamada da belirttiğimiz gibi camilerin, sosyal tesislerin hiçbir ruhsat alınmada, proje olmadan yapılması doğru değil. Özellikle bu tür yerlerin daha fazla ruhsatlı olması ve yapı denetim firmaları tarafından denetlenmeleri gerekiyor. Eğer bu inşaatta ruhsat olup, bir yapı denetim firması tarafından denetlenseydi o ahşap iskeletinin kurulmasına müsaade edilmezdi. Hatalar silsilesi var, bu durum Türkiye’nin genel hastalığı. Sadece Gaziantep’te değil, tüm illerimizde en fazla önem verilmesi gereken cami inşaatlarına çok fazla önem verilmiyor. Tip projeler küçük değişikliklerle vakıflar kanalıyla bu tür işler yapılıyor. Bu olaya dikkat etmemiz, gündemde tutmamız gerekiyor. Yapıların bir projesi, bir yapım ruhsatı olması gerekiyor. Türkiye genelinde cami inşaatlarında bu ruhsat alınmıyor, proje hazırlanmıyor. Bir yapının kontrole tabi olması için ruhsatının olması gerekiyor.”

ARAMA-KURTARMA ÇALIŞMALARI YETERSİZ

“Bu olay bize gösterdi ki Gaziantep’te olası bir depremde, kazazedelere aylar sonra ulaşacağız gibi görünüyor. Gaziantep olası bir depreme hazırlıklı değil. AFAD hazırlıklı değil, alt yapı hazır değil. Küçükcan’ın cep telefonu saatlerce açık olmasına rağmen ulaşılamadı. Avrupa ya da Amerika’da olsa 1 saat içerisinde telefon sinyaline ulaşılabilirdi. Biz o gece samanlıkta iğne aradık. Eğer teknolojik alt yapımız olsaydı bulunabilirdi. Öte yandan Korkut Küçükcan’ın durumu kamuoyunda duyulunca herkes onu aradı. Gece 10-11 sularında cep telefonunun şarjı bitti. İnsanlar bu konuda daha bilinçli olsaydı, sadece yetkililer onu arasaydı belki Korkut’a çok daha erken saatlerde ulaşılabilirdi. Depreme karşı STK’lar, meslek odaları ve kurumlar bir araya gelmeli. Gaziantep’te koordinasyonun nasıl sağlanacağı gibi konularda planlama yapılmalı. Bu konuda maalesef büyük sıkıntı var. İkinci olarak o göçüğün altında başka vatandaşlarımız da olabilir, Arama kurtarma faaliyetleri durduruldu, her tarafa briketler örülüyor. Enkaz altında başka bir vatandaşımız daha olabilir. Bizim derhal içerideki ormanı, kalas yığınını tahliye etmemiz gerekiyor. “

ALANINDA UZMANDI

Korkut Küçükcan’ın etkin bir mühendis olduğunu ifade eden Çeliktürk, “Korkut Bey, bölgemizde nadir mühendislerden bir tanesi idi. Kurumlar birçok olayda Korkut Beyle koordineli olarak çalışıyordu. Bu nedenle belediye devasa kubbe ile ilgili olarak Korkut Küçükcan’ı çağırdılar. İkmal ihalesi ile ilgili olarak Küçükcan’dan bir rapor istendi. Korkut Küçükcan, toplantı öncesi kubbe ile ilgili olarak inceleme yapmak için inşaat alanına geldi.”

KOORDİNASYON MERKEZİ İKİNCİ GÜN KURULDU

Arama kurtarma faaliyetlerine değinen Çeliktürk, “Herkes iyi niyetli olarak çalıştık ancak orada bir lider gerekiyordu. Olayın hemen ardından bir Koordinasyon Merkezi kurulması gerekiyor. Çalışmaların sürdüğü süreçte ikinci gün öğleden sonra kurulan Koordinasyon Merkezi kuruldu. Eğer olayın olduğu gün bu merkez kurulsa idi Korkut Küçükcan’a gece saatlerinde ulaşabilirdik. Burada bir koordinasyonsuzluk vardı, kim ne yapacağını bilmiyordu. Aramaların ikinci gününde koordinasyon kurulunun kurulması, görev bölümünün yapılması ve iskele ustalarına yaptığımız çağrıdan sonra Küçükcan’a ulaşıldı.”

İHALE SÜRECİ BEKLENİYOR

Deprem Master Planına değinen Çeliktürk, “Gaziantep, tek binanın altında kaldı. Yarın bir deprem durumunda hastaneler, kamu binaları ayakta kalamazsa biz ne yapacağız? O nedenle Deprem Master çok önemli, ihale sürecini bekliyoruz. Eğer olursa Türkiye’de bir ilk olacak.”

KAMUOYU KARAR VERECEK

Akkent Camii inşaatına devam edilip edilmemesi ile ilgili soruyu yanıtlayan Çeliktürk, “Buna kamuoyu karar vermeli. Biz yorum yapamayız. Bizim meslek alanımıza girmiyor. Tabi risk varsa camiinin taşınması açısında veya onun altında insanlar gelecekse herhangi bir statiğinde bir risk varsa tabiki yapılmamalı. Ama onun dışında herhangi bir şey yoksa bu konuda şehri yönetenler, kamuoyu hep beraber karar vermeli” diyerek sözlerini noktaladı.

A.DUMAN

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.