Ayrıştırılıyoruz…

Ayrıştırılıyoruz. Türk- Kürt, Alevi- Sünni…

Ülkenin doğusu savaş alanına döndü. Sokaklara baktığınızda savaş Suriye’de değil, sanki Türkiye’nin doğusunda yaşanıyor.

Ne oldu bir anda Türk- Kürt, Alevi- Sünni bir aradayken,akraba olmuşken şimdi birbirinden ayrıymış gibi davranılıyor. Bakın sanatçı duyarlılığıyla Rum asıllı sanatçı Nilgün Belgün ne diyor.

“Ben Rum kızıyım.Çocukluğum Büyükada'da geçti. Çocukken "Türküm, doğruyum" andını söylerdik okullarda, severek isteyerek. Bundan hiç gocunmadık, ayrımcılık olarak görmedik.Çünkü buradaki "Türklük" kavramı bu ülkede yaşayan tüm kimlikleri kapsıyordu.

Bu cumhuriyet sayesinde bizlere emanet edilen, bu güzel ülkeyi vatanımız olarak gördük, ekmeğini yedik, suyunu içtik.Son zamanlara kadarda severek yaşadık, huzurla.Hain olanlar, nankörlük ruhunu barındıran, insanlıktan nasibini almamış olanlardır.

Ama son zamanlarda çıkarılan fitne tohumları, ayrımcılıklar, acılar, haksızlıklar yüzümüzü güldürmez oldu. Huzurumuz kalmadı. Bu yüzden komedi yapıp insanları güldürmeye çalışıyorum...”

Önce andımız okullarda okutulmaktan vazgeçildi. Sonra özerklik tartışması çıktı. Sonra Türk’üm yerine Türkiyeliyim denilmeye başladı.

 Ne değişti? Türkiye’de yaşayan herkes Türk’tür.

Nasıl Almanya’da yaşayan ALMAN, Fransa’da yaşayan FRANSIZ ise, Türkiye de yaşayanda TÜRK’tür. Alman vatandaşına ALMANYALI, Fransa vatandaşına FRANSALI demediğimiz gibi Türkiye’de yaşayana da TÜRKİYELİ diyemeyiz. Buradaki "Türklük" kavramı bu ülkede yaşayan tüm kimlikleri kapsıyor. Herhangi bir ayrımcılık yapılmıyor.

Türk –Kürt bitti. Şimdi sıra Alevi-Sünni’ye geldi

Yeter artık, bizler çatışmaktan, kavga ortamının içerisinde yaşamaktan yorulduk.

Biz ayrışmak is-te-mi-yo-ruz…