“Kendi bahçesinde dal olmayan, girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor”. Bu da nereden çıktı diyeceksiniz. Son zamanlarda gazetelerde yaşanan olayları bilmeyen kalmadı. Yaşanan gelişmeler gazeteleri kendine getirdi. Her gazete kendince bir takım yenilikler getirmeye çalıştı. Sayfa sayısının arttırılması başta olmak üzere, farklı görüşlerde kişilerin köşe yazmaya başlaması, genç kalemlere yer vermek, haber kalitesini arttırmak gibi…
Bu arada pek çok gazete de olduğu gibi bünyesinde çalıştığım Ekspres gazetesi de bu yeniliklerden nasibini aldı. Daha önce yoğunluktan yazmaya fırsat bulamıyorduk. Ama mecburiyet olunca, akşam evde de çalışıp, yazılarımızı evde yazmaya başladık
Gazetemizle ilgili birebir bize söylenen ve farklı kesimlerden aldığımız güzel tepkiler var. Eleştirildiğimiz konularda var. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı da yapıyoruz. Şimdi asıl bu yazıyı yazmama vesile olan konuya gelelim.
Bir grup gazeteci arkadaşımız, oturmuş, gazetelerle ilgili yorum yaparken, sıra bizim gazetemize gelmiş. Ortamda bulunan herkes gazetemizin içerik, baskı ve yazar kadrosu olarak çok iyi olduğu yönünde fikir birliği olmuş.
Biz her şeyi dört dörtlük yapıyoruz demiyoruz. Böyle bir iddiamız yok. Eleştiren herkesin görüşüne de saygımız var. Biz eleştirilmekten gocunmuyoruz. Aksine memnun oluyoruz. Kendimize o eleştirilerden derste çıkarıyoruz. Övüldüğümüzde hala yüzümüz kızarıyor.
Bu konuşmada en çok eleştiriyi yazar kadromuz almış. Yazar kadromla ilgili biraz bilgi vereyim. Benim gazetemin köşe yazarları emekli, öğrenci, esnaf,memur hayatın içinde olan, yaşadıklarını, düşündüklerini dile getiren ve en önemlisi zaman ayırıp, emek verip yazısını yazan insanlardan oluşuyor.
Güzel bir sözümüz vardır. “Dinime küfreden, Müslüman olsa” deriz. Benim yazar kadromu beğenmeyen, keşke oturupta kendi bir köşe yazısı hatta vazgeçtim. Asayiş bültenini haberleştirebilse, eleştirisi zoruma gitmeyecek.
Eleştirirken haddini bileceksin. Yazı yazmanın ne demek olduğunu bilmeden, kimseyi yargılamak haddin olmasa gerek. Yazı yazmak, haberi görmek, onu işlemek ayrı bir meziyettir. Mesleğimiz gereği her zaman gelişmeleri takip etmeli, kendimizi de geliştirmemiz gereken bir sektörde çalışıyoruz. Yazımın başında dediğim gibi. Kendi bahçesinde dal olmayan birisi, girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Semra ÖZTÜRK AKTAŞ
Dinime Küfreden Müslüman olsa
“Kendi bahçesinde dal olmayan, girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor”. Bu da nereden çıktı diyeceksiniz. Son zamanlarda gazetelerde yaşanan olayları bilmeyen kalmadı. Yaşanan gelişmeler gazeteleri kendine getirdi. Her gazete kendince bir takım yenilikler getirmeye çalıştı. Sayfa sayısının arttırılması başta olmak üzere, farklı görüşlerde kişilerin köşe yazmaya başlaması, genç kalemlere yer vermek, haber kalitesini arttırmak gibi…
Bu arada pek çok gazete de olduğu gibi bünyesinde çalıştığım Ekspres gazetesi de bu yeniliklerden nasibini aldı. Daha önce yoğunluktan yazmaya fırsat bulamıyorduk. Ama mecburiyet olunca, akşam evde de çalışıp, yazılarımızı evde yazmaya başladık
Gazetemizle ilgili birebir bize söylenen ve farklı kesimlerden aldığımız güzel tepkiler var. Eleştirildiğimiz konularda var. Bunlarla ilgili çalışmalarımızı da yapıyoruz. Şimdi asıl bu yazıyı yazmama vesile olan konuya gelelim.
Bir grup gazeteci arkadaşımız, oturmuş, gazetelerle ilgili yorum yaparken, sıra bizim gazetemize gelmiş. Ortamda bulunan herkes gazetemizin içerik, baskı ve yazar kadrosu olarak çok iyi olduğu yönünde fikir birliği olmuş.
Biz her şeyi dört dörtlük yapıyoruz demiyoruz. Böyle bir iddiamız yok. Eleştiren herkesin görüşüne de saygımız var. Biz eleştirilmekten gocunmuyoruz. Aksine memnun oluyoruz. Kendimize o eleştirilerden derste çıkarıyoruz. Övüldüğümüzde hala yüzümüz kızarıyor.
Bu konuşmada en çok eleştiriyi yazar kadromuz almış. Yazar kadromla ilgili biraz bilgi vereyim. Benim gazetemin köşe yazarları emekli, öğrenci, esnaf,memur hayatın içinde olan, yaşadıklarını, düşündüklerini dile getiren ve en önemlisi zaman ayırıp, emek verip yazısını yazan insanlardan oluşuyor.
Güzel bir sözümüz vardır. “Dinime küfreden, Müslüman olsa” deriz. Benim yazar kadromu beğenmeyen, keşke oturupta kendi bir köşe yazısı hatta vazgeçtim. Asayiş bültenini haberleştirebilse, eleştirisi zoruma gitmeyecek.
Eleştirirken haddini bileceksin. Yazı yazmanın ne demek olduğunu bilmeden, kimseyi yargılamak haddin olmasa gerek. Yazı yazmak, haberi görmek, onu işlemek ayrı bir meziyettir. Mesleğimiz gereği her zaman gelişmeleri takip etmeli, kendimizi de geliştirmemiz gereken bir sektörde çalışıyoruz. Yazımın başında dediğim gibi. Kendi bahçesinde dal olmayan birisi, girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor.