Hava Durumu

ÖĞRETMENLİĞİM 2

Yazının Giriş Tarihi: 10.10.2018 00:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2018 00:29

            Ticaret Lisesi 5. Sınıflarında Ticaret Bilgisi adında bir ders okutulurdu. Konusu, Ortaçağdan başlayarak, tarımdan sanayiye, ticarete geçiş idi.

            Ticaret Tarihinin bu şekilde okutulmasına ben de karşıydım. Nitekim bir süre sonra öğretimden kaldırıldı.

            Bir gün, yazılı yapıyordum. Baktım öğrenciler boş olarak yazılı kâğıtlarını boş olarak vermeye başladılar. Boykot yaptıklarını anlayıp, okulun küçücük taş pencerelerinden Kırkayak ve bostanları seyretmeğe başladım. Bunu gören öğrencilerim, yazılı kâğıdını verip çıkmak yerine kopya çekmeğe başladılar.

            Boykotu bu şekilde kırmıştım.

            ***

            Bir öğrenci, Muhasebe, Ekonomi ve Tarih dersinden 2’şer almış olduğundan Danıştay’a başvurmuştu.

            Ekonomiye ben, Muhasebeye de rahmetli Hocam Hüseyin Uygur giriyorduk.

            Yılsonu sınavlarında Hüseyin Uygur, Ahmet Öngen ve ben kendi derslerimizin ve mümeyyiz olarak girdiğimiz derslerin cevap anahtarlarını hazırladıktan sonra notların nasıl verileceğini ayrıntılı olarak yazardık. Gerçi yıllar sonra bakanlık bizim uyguladığımız sistemi yönetmelikle mecbur tutmuştu ya!

            Şimdi gelelim Danıştay’ın sonuçlarına. Muhasebe ve Ekonomi 2’şer olarak kalmış, Tarih 7 olarak dönmüştü.

            ***

            Zaman zaman okul gezi düzenler, bazı yerlere gidilirdi. Bir seferinde geç vakitte dönülmüştü. Sonradan Merkez Bankası Gaziantep Şubesinde çalışıp, oradan da emekli olan bir kız öğrencim bu gecikmeden tedirgin olduğunu görünce, kendisini evine götürüp, geziden geç dönüldüğünü anne ve babasına söylemiştim.

            Öğrenci velilerinin, okula güven duymaları esas olmalıdır.

            ***

            Bir kolejde genel müdürlük yapan bir öğrencim anlatmıştı: “Hocam, okulun koridorunda üzgün halimi görünce, yanıma gelmiş, sebebini sormuştun. Ben hiç deyince beni sıkıştırmıştınız. Zorda kalınca, üniversite giriş sınavı için param olmadığını söyleyince, miktarını sorup bana 20 lira vermiştiniz.”

Anımsayamamıştım.

            ***

            İnönü Caddesindeki okulda eğitim verilmekteydi.

Okula teftiş heyeti gelmiş, müfettişler, derslerimize girmekteydi.

            Teftiş gördüğümüz o sıralarda Çarşamba günleri dersim olmaz nöbet görevimi yapardım.

            Gelen müfettişlerden birinin, sınıfa girmeden önce, anahtar deliğinden sınıfın içerisini dikizlediğini görmüştüm.

            Sınıfa girer girmez cebime koyduğum pamukla, anahtar deliğini kapatmaya başladım. Müfettiş, benim ders verdiğim sınıfa girince, bir anahtar deliğine bir de bana baktığını, hiç unutamam.

                                                                       Orhan YALKIN

Devam edecek

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.