Hava Durumu

Özgür’ce...

Yazının Giriş Tarihi: 24.10.2014 16:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.10.2014 16:40

Düşün                         

Bağışlama ve Hoşgörü

Atatürk, yaşantısının her döneminde hoşgörülü olmuştur. Baskıcı zihniyetin, insanın insan olma değerini yok ettiğine ve gelişme duygusunu körelttiğine inanmıştır. O’nun amaçladığı demokratik toplum modeli insanların baskı altında olmaksızın, fikirlerini söyleyebildiği vatandaş olma bilincine erişmiş insanların oluşturduğu bir toplumdur. Bu toplum modelinde baskıcı rejimlerin istediği tabi, kul, mürit ve mensup gibi insan tipinin yeri yoktur. Atatürk, tek bir konuda hoşgörü göstermemiştir. O da Türk milletinin geleceğini karanlıklara sürüklemek isteyen eski rejim özlemcileridir. Aşağıdaki anekdot Atatürk’ün bağışlama ve hoşgörü konusundaki düşüncelerini yansıtması açısından önemlidir.

İmzasını okuyamadığım bir avukat şöyle yazıyor: Atatürk’ten söz ederken “Düşmansız adam” demiştiniz. Kendisinin ağzından duyduklarımı bu münasebetle tekrarlayayım:

1936 yılında, Ankara’da Ankara Palas Oteli’nin alt salonunda Çocuk Esirgeme Kurumu’nun balosundayız. Baloyu onurlandıran Atatürk, herkesin dans etmesini, eğlenmesini istiyor. Birden dans, neşe gürültüsü arasında, Atatürk’ün masasından onun sesi yükseldi. Müzik de birden durmuştu.

Aynen ezberimden söylüyorum, ağzından şu sözler dökülüyordu:

- Uygarlık demek, bağışlama ve hoşgörü demektir. İlkel toplumlardır ki kan davası güderler. Bağışlamaya, hoşgörüye dayanmayan uygarlık, zorbalığa dayanan uygarlıktır ki, çöker... O, uygarlık değildir.

Sesi yavaşladı, yine yükseldi:

- İlkemiz iyi, güzel ve doğrudur... İyi ve güzelsiz, doğru olmaz... Daima, her zaman, her yerde, iyi, güzel ve doğrunun birlikte olmasıdır. Her zaman ve her yerde bağışlama...

- Bağışlama ve hoşgörü... Ancak ve ancak ulusal davalarda, ulusal kalkınmada, sonuçları topluma etkili olan işlerimizde hoşgörünün yeri yoktur. Kişisel kinleri, kişisel düşmanlıkları körükleyen ve güdenler ancak ve ancak ilkel toplumlardır...

K. ARIBURNU, Atatürk , Anekdotlar, Anılar s.53

**

Hisset                                

Sıradan

sıradan olacaksın sıradan.

kitap dendi mi aklına,

fal ve rüya tabirleri gelecek.

birde okumadığın kutsalın tabi ki.

oğlanlara baktı diye kızını pataklayıp,

nefes alsın yeter deyip,

tüm kadınlara sarkacaksın.

sıradan olacaksın sıradan.

denize işeyip,

saçlarımı bozdu diye küfür edeceksin rüzgara ana avrat.

güçsüzü ezip, güçlünün her yerini öpeceksin.

vatan millet numaralarına yatıp,

kırk takla atıp,

üç kuruş için memleketi satacaksın.

sıradan olacaksın sıradan.

verilenle yetinip şükredeceksin.

haram yemem deyip çaktırmadan,

her türlü boku yiyeceksin.

attın mı mangalda kül bırakmayıp

cumhuriyetçiyle cumhuriyetçi,

ırkçıyla ırkçı,

cami diyene hacıyım diyeceksin.

ve patlatacaksın arkasından,

bir sordum sarı çiçek ilahisi.

sıradan olacaksın sıradan.

pazar günleri ibne hakem moduna geçeceksin.

bilenden nefret edip,

bazen entel dantel,

bazen hain komünist diyeceksin.

sonunda ne mi olacaksın....

bir gün hayvanat bahçesine gideceksin,

bir hayvanı deveye benzeteceksin,

o da insana benzetecek seni uzaktan,

yanına gelince bilecek

suratına tükürecek.

yağmur belleyip

eyvallah diyeceksin

eyvallah diyeceksin...

Çetin  Akyıl

**

Kulağına küpe olsun           

"Hayatta en zor şey de;

İnsanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır."

Shakespeare

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.