Yine bir anlatı ile başlayalım.
Köyün ağası ile uşağı bir yaz günü şehre gitmek için yola çıkmışlar. Ağa at sırtında, uşak yaya.. Yolda Ağanın aklına bir şeytanlık gelmiş. Uşağına, “Ben şimdi şuraya becereceğim, sen de bunu yersen, sen ata çıkacaksın. Ben yaya devam. Uşak koşullardan bitap düşmüş halde teklifi hemen kabul etmiş.
Yer değiştirmenin gereği tamam, yola devam. Uşak halinden memnun. Şehre yaklaşmışlar. Bu durum ağanın içine sinmiyor, hem bitap düşüyor hem de şehirli bu pozisyona ne der? Fakat bir kere söylendi. Uşağa bir teklif aklına geliyor. “Şimdi diyor, bu durumu yeniden yapsak bu defa sen becer ben yiyeyim, ata ben bineyim.” Bu teklif Uşağın hoşuna gidiyor. Ağaya pisliğini yedirecek… Zaten şehre de çok mesafe kalmadı. İşlem gerçekleşiyor. Akşam dönüşte Uşağın içi içine sığmıyor. Ağaya dönüp, “Ağa ağa köyden çıkarken sen at sırtında ben yaya idik. Sonra teklifine uyduk, sen yaya ben at sırtında. Yeniden teklifinle yine başa döndük. Sen at sırtında, ben yaya. Durum başladığımız noktada. Anlayamadığım, durum bu ise biz birbirimizin becerdiğini niye yedik.”
**
Şimdi Şu tarihsel strateji hatası Suriye Politikasında dün birlikte tatil yaptığın Esat kardeşinin, sonra ne tanım konacağını bilemediğimiz beka sorunu yaratacak Esed'in milyonlarca vatandaşını besledik. Şimdi Biz mi, Esat mı adım atmalı, Ülkemiz de Bölge de rahat bir nefes almalı konuşuğuna geldik. Komşularla sıfır sorun diye yola çıkıp, "Yurtta Barış, Dünyada Barış" felsefesinin mucidi bir Önder ve ekibinden hiç bir şey öğrenmediğin belli akılla, zamanı, ekonomiyi israf edip kendini ve Ülkeyi BOP EŞ BAŞKANLIĞI ve gerekleri ile birilerinin ipoteğine soktuğun merak konusu.
Merak, meseleyi bilen, düşünen akıllarda.
Bu sarmalın diğer boyutu, Siyasallaştırdığın İslam’ın, projenin gerçekleşmesi için amacına hizmet edecek kurumsallaşmayı da kapsaması. Yeter… Biz, Ağa ile Uşağının aklı ile yönetilmekten bıktık. Çıkar gruplarına hizmet ederek güzelim ülkeyi düşürdüğün durumdan çıkmak, Barış, Bolluk, Bereket içinde yaşamak istiyoruz.
Bunu hak ettiğimize inanıyorum...