1 MART 2003

Meclis’ten ABD tezkeresini bahane edenlerin, o gün ABD ile yaptığı pazarlığın bu gün ortaya çıkması ve o tarihten bu güne kadar, terörün arttığını gözlemledik. Son olarak açılımlar adı altında pazarlığın geldiği noktayı kim açıklayacak?

Demek ki halkı kandırıp inanç üzerinden siyaset yapanların aslında oynadıkları oyun ülkenin içinde bulunduğu  her türlü değişimlerin yaşanması 2003’te planlanmıştır. ABD’nin Irak’a girmesi ve Amerikan asgari güçlerinin PKK’ya verdiği destek ve gelinen nokta ortadadır. Ancak bu güne kadar verilen Şehitler peki o zaman böyle bir anlaşma yapılmışsa, bu kadar yapılan asgari harekâtların hepside bir oyun muydu?

Ayrıca binlerce kez havalanan uçaklar ve yağdırdıkları bombalar dağları taşları ve orada yaşayan kurtlar kuşları yok etmek için miydi? Çünkü dağın yüz metre altındaki sığınaklara bombalar etki etmiyorsa bombalamanın ne anlamı kalıyordu.

Bu gün Şükrü Elekdağ’ın açıklamaları onu gösteriyor ki, bu kadar vatan evladı pisipisine şehit oldu. PKK ile mücadele ediyoruz diyenler belli bir hesap içinde harekât ederek, hem halkı hem de ülkeyi tehlikenin eşiğine getirmişler. O zaman bunun hesabını kim verecek. Bunları yapanlardan kim hesap soracak?

Şu an yargıdaki ve cezaevlerinde yatan balyoz darbe ve 28 Şubat kararlarını yargılayanlar, ortaya çıkan ABD anlaşmalı terör ile bu güne kadar gerek insan, gerekse maddi yönden ülkeye verilen zarar sadece iktidarda kalmanın bir bedeli miydi?

Yoksa bazı güçlerin ülkeyi ve Türkiye Cumhuriyetini parçalamak için plana dâhil olan kısmını ülkeyi yönetenlere uygulatıp, buradan pay çıkarmak için bunca kurumlar yok edildi. Buna benzer ülke için mücadele edenlerin yok edilmesindeki amaç, geçmişin intikamı mıydı?

Şu andan itibaren inanan inanmayan bütün halkın alacağı tavır ne olacak? 28 Şubat için suçlu arayanlar daha dün birinci adam Demirel diyerek açıklama yaparken, şimdi kendilerinin ülkeyi ABD’ye teslim ettiklerini nasıl açıklayacaklar. 2001’deki Kriz sonrası ülkenin hali bundan çok iyiydi. En azından ülkede ekonomi sıkıntısı vardı. Ama ülkenin parçalanma diye bir şey söz konusu değildi.

O gün merhum Ecevit’e veryansın edenler buyurun işte size ülke üzerinde nasıl oynandığını açıklayan Şükrü Elekdağ’ın belgeleri bakalım buna ne diyeceksiniz? Krizler biter ama elden giden ülke ve toprakları geri gelmez milyonlarca can almadıkça tıpkı kurtuluş savaşında yaşananlar gibi. O zaman şu günler şehitleri anma etkinlikleri kutlamanın mevlit okumaların bir anlamı kalıyor mu? Buna artık bu halkın bir karar verme zamanı gelmiştir.