27 KASIM

Bir çeşit insan vardır ki, kendisini kıskandıran bir kadını, kapıyı onun yüzüne çarpmadan bırakmayı düşünemez. Ne yapıyorsun Cafer, aklını başına al, sakın bak.. hayattaki en işe yaramaz şeyden bahsediyorum azizim.

  Bu herhangi bir kötülük duygusundan kaynaklanmaz zannımca. Bu sadece öyle yapmazsa yüreksiz ve kararsız davranmış olacağını sanan bir adamın bu işi gürültülü ve eksiksiz bir şekilde yapmak istemesidir. Zayıflıktan ileri gelir bu. İnsan içinden verdiği karara güven duymadığından, kaba sözler, küfürler, rezalet çıkarma gibi ayrılmanın dış görünüşüne önem verir. Tabi beyler korkunun da payı var bunda biliyorsunuz dimi.

 Gülünç duruma düşmek, her şeyin gene bu ilişki başlamadan önceki gibi olacağı, bu ayrılığın yol açtığı acıların hiçbir işe yaramamasının verdiği endişe ve korkunun da payı var.

Zannettiğiniz gibi kötülükten falan kaynaklanmaz. Şu an size ne anlattığımı İnanın bilmiyorum, öyle muhabbet ediyoruz, belki sonunda bir şey ortaya çıkar. Ama her türlü kötülüğün kaynağı gerçekleşmemiş ihtirassa, o zaman kesinlikle kötülüğe de yol açabilir bu iş.

Bir insanla yaşamaktan vazgeçmeyi değil onunla yaşamayı öngören fedakarlık tanımınla, seni reddeden kişiye haksızlık etmiş oluyorsun, ama daha önce de dediğim gibi fedakarlık yapmak niçin gerekli olsun? Ben sağlıklı ve normal bir ahlaki yapıyı reddediyorum biliyorsunuz. Tarihsel bir gerçeklik ve akıldan yoksun  ahlak jesti tapınması ne işimize yarayacak ki. Yukarıdaki karmaşıklaşmış ve kuruntucu insan tipindense yalnız ve sevgisiz insan tipini tercih ederim ben. Kendini bir şey zannetmektense hiçbir şey zannetmemek daha ekonomik ve faydalı olabilir. Hem de insanların sizin üzerinizdeki beklentilerini omuzlarınızdan atarak daha özgür ve mutlu bir şekilde yaşayabilirsiniz. ‘Hiç kimsenin hiçbir şey beklemediği herhangi bir insan’ diye bir ünvanı ne çok isterim anlatamam. Ya siz hangi tip bir insansınız. Millet gerçekten fazla şeye gerek yok. Hepimiz bir miktar yaşayıp gebereceğiz. Ben daha çok incir ve üzüm yemenin derdindeyim sizi bilemiyorum tabi, ama tavsiye ederim.

    Nereye geldik? İnanın bilmiyorum. Yukarıda dediğim şeyler içinde en gerçek olanı incirler ve üzümler, geri kalanlar safsatadan ibaret. Fötr şapkalı, yavaş hareket eden kibar bir masalcı gibi düşünün.