Aman yanlış anlaşılmasın, bahsettiğim acı, manevi değil. Fiziki bir acı.
Ne mi?
Genelde yaşlılarda olduğu söylenmesine rağmen - özellikle belirtmek istiyorum. - genç insanların da bu hastalıktan muzdarip olduğunu sanıyorum. Çünkü yediğimiz acılı – ekşili yemekleri bir Allah bir biz biliyoruz. Bu hastalığı da ne yazık ki, bu tür yemekler daha ziyade tetikliyormuş. Benim yediğim acının derecesini de anam rahmetliğin şu sözlerinden anlarsınız sanıyorum. “Oğlum senin ağzının içi kalaylı mı?” derdi.
***
Her ne hikmetse “ayıp” tır öngörüsüyle kimsenin kimseye açamadığı bir bela – hastalıktan bahsedeceğim.
***
Bu konuda bildikleri ya da duydukları bir şeyler olanların bana hatta mümkünse cümle âleme duyurmasını rica edeceğim.
***
İnanır mısınız, bu yaşıma geldim. Çeşitli zamanlarda her insan gibi çeşitli hastalıklar geçirdim. Hiç birisinde böyle acı çektiğimi hatırlamıyorum.
***
Bahsettiğim bela – hastalık:
Hemoroit – Basur – Mayasıl
Bu belanın verdiği acıyı yaşamayanın bilmesi imkânsız. Allah kimseye böyle bir dert vermesin.
Hele hele tuvalete gitmek ihtiyacı hissettiğinizde, inanır mısınız değil tuvalete gitmek; o ihtiyacı hissettiğiniz an tüyleriniz inin diken diken olmasına yetiyor.
Yinemi diyorsunuz?
***
Bu belaya duçar olalı bir ay kadar oldu. Kullandığım ilaçlarla geçeceğini sandım.
Ama olmadı.
Önümde ameliyat görülüyor gibi. Gerçi doktor pek ameliyata lüzum yok demişti ama, doktorun bu kararı hastalığın ilk zamanlarıydı.
Bakalım yarın bu konuda neler gebe. İnşallah iyi olur.
***
Yine rica ediyorum bu hastalıktan daha başka yollardan şifa bulanlar, bildiklerini kendilerine saklamasınlar. Belki söyleyeceğiz bir yöntem sayesinde şifa bulan birisi babanıza rahmet okuyacaktır.