ALACA ÇORBA GİBİ

Bu alaca çorbayı çok yer ve çok insan bilmez. Ancak gerçek Gaziantepliler ve eski,Antepli bayanlar çok iyi bilirler. Bu çorbanın içinde yok yoktur. O kadar nefis leziz olur ki,insanı dinç tutar.

İşte şimdi ülkeye bakıyorum, tıpkı bizim Antep alaca çorbasına dönmüş. Kimin ne olduğu belli değil.Solcu, devrimci, milliyetçi, muhafazakar, dinli dinsiz inanan inanmayan kimin ne olduğu bellisiz oldu.Soyan soyulanlar emekçiler rantçılar ile ihaleciler  ve aracılar almış başını gidiyor.

Ülkesini savunan ilini gözeten ve gelecek nesillere bir miras bırakmak isteyenlerin dışında kalanlar, bir türlü gözleri doymuyor. İstedikçe istiyorlar.Allah verdikçe veriyor.Kanaat etmiyorlar.Ancak bazı kesimlere bakınca, ayağından çıkarıp çorabını veresin geliyor. Ama diğer yan tarafa dönünce, başka bir tutum içinde göbek atıyor.

O zaman kime inanasın kime güvenesin kalmıyor. Karar vermekte zorlanırken, geçmişe dalıp giderken, türlü engebeleri aşmış. Her yolu görmüş. Kurt ile kuzunun yaren olduğuna tanık olmuş gibi,söyleyecek tek söz bulamıyorsun. Aldatan kim?  Aldanan kim ?Kimin eli kimin cebinde.

İşte günlerden aylardan beri süregelen bir tartışmanın son noktasını yerel seçimlerde yaşadık ve sonuçları gördük.

Daha seçim geçeli on beş gün oldu bakıyorum her kafadan bir ses, dert yanan, feryat edenlerin yeniden ortaya çıkması,siz olsanız buna ne dersiniz. Yav kardeşim halinden memnundun. Şimdi neden dert yanıyorsun. Memnun değildin daha dün seçim yapıldı tepkini neden yansıtmadın. O zaman konuşmaya dert yanmaya kimsenin hakkı yok.

Zamlardı zumlardı, sağcıydı solcuydu. Milliyetçi ve muhafazakârdı. Hepsi aynı borazan gibi ötmedi mi? Şimdi neden, maaş bordrolarını yakıp meydanlara iniyorsunuz? Yoksa seçim öncesi sizlere bir şeyler mi vaat edildi de verilmekte  geç kalındı? İşte karmakarış bir girdap içinde dolanan kepçe karıştır alaca çorbayı ister yesinler ister yemesinler.