Ekonomi

Asgari Ücrete Yapılan Zam Sorunları Çözer mi?

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun çalışmaları sürerken, ekonomi yönetimi yüksek oranlı zamların enflasyonu tetikleyebileceği uyarısında bulunuyor

Asgari ücretin 2026 yılında uygulanacak tutarının belirlenmesine yönelik süreç devam ediyor. Doğrudan yaklaşık 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren asgari ücret için Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun dört toplantı yapması planlanıyor.

Sürecin ilk toplantısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İkinci toplantının ise 18 Aralık Perşembe günü saat 14.00’te yapılması planlanıyor. Çalışma Genel Müdürü Oğuz Tuncay başkanlığındaki toplantıda; Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcilerinin ekonomik verileri ve güncel değerlendirmeleri komisyon üyeleriyle paylaşması bekleniyor.İşçi kesimini TÜRK-İŞ, işveren kesimini ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) temsil ettiği görüşmeler, bu yıl TÜRK-İŞ’in komisyon yapısına yönelik itirazlarının gölgesinde yürütülmekte. Komisyonun yapısında değişiklik yapılmadığı gerekçesiyle ilk toplantıya katılmayan TÜRK-İŞ heyetinin, ikinci toplantıya da katılmaması bekleniyor.

Asgari ücret ekonominin tamamını etkiliyor

Asgari ücret yalnızca en düşük maaş sınırını belirlemiyor; işsizlik ödeneğinden kıdem tazminatına, genel sağlık sigortası primlerinden staj ücretlerine kadar birçok kalemde belirleyici rol oynuyor. Askerlik ve doğum borçlanmaları, evde bakım ödemeleri, kreş yardımları, 65 yaş aylığı, sosyal yardımlar, vergi istisnaları ve cezai yaptırımlar da doğrudan asgari ücrete bağlı olarak şekilleniyor. Bu yönüyle asgari ücret, istihdamdan kira fiyatlarına ve enflasyon verilerine kadar geniş bir alanda etkisini hissettirmekte.Enflasyon 48 ayın en düşük seviyesinde

Mayıs 2024’te yüzde 75,45 ile zirve yapan yıllık enflasyon, uygulanan ekonomi politikalarıyla düşüş trendine girdi. Aralık 2025 itibarıyla yüzde 31,07 seviyesine gerileyen enflasyon için yıl sonu beklentisi yüzde 32 civarında şekilleniyor. 2026 yılı enflasyon beklentisi ise yüzde 20 seviyelerinde bulunmakta.

“Popülist zamlar risk oluşturabilir”

Ekonomi yönetimi, enflasyondaki düşüş eğilimini kalıcı hale getirmeyi ve Orta Vadeli Program’da (OVP) belirlenen 2026–2027 hedeflerini tutturmayı öncelik olarak görmekte. Geçmiş yıllardaki deneyimlerin, asgari ücrete yapılan yüksek oranlı zamların kısa sürede fiyat artışlarıyla geri döndüğünü gösterdiği ifade edilmekte. Bu nedenle kalıcı alım gücü artışı için tek seferlik yüksek zamlar yerine enflasyonun istikrarlı şekilde düşürülmesinin önemine dikkat çekilmekte.Piyasalarda “yüzde 25” beklentisi

Ekonomik göstergeler ve enflasyon görünümü dikkate alındığında, piyasalarda 2026 yılında uygulanacak asgari ücret için en uygun artış oranının yüzde 25 bandında olduğu değerlendirmekte.

Mevcut asgari ücret ve işverene maliyeti

Halen bir işçi için aylık brüt asgari ücret 26 bin 5 lira 50 kuruş, net asgari ücret ise 22 bin 104 lira 67 kuruş olarak uygulanmakta. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti 30 bin 621 lira 48 kuruşu bulmakta.

Zam senaryolarına göre net tutarlar

%20 zam: 26.524,80 TL

%21 zam: 26.745,84 TL

%22 zam: 26.966,88 TL

%23 zam: 27.187,92 TL

%24 zam: 27.408,96 TL

%25 zam: 27.630,00 TL

%26 zam: 27.851,04 TL

%27 zam: 28.072,08 TL

%28 zam: 28.293,12 TL“30 bin TL” beklentisi

Kamuoyunda asgari ücrete yüzde 30 seviyesinde bir zam beklentisi bulunduğu, özellikle 30 bin TL rakamının çalışanlar açısından psikolojik bir eşik olarak görüldüğü belirtilirken. Ekonomi kulislerinden yansıyan bilgilere göre ise ekonomi yönetimi, yüzde 25’in üzerinde bir artışın enflasyonla mücadelede elde edilen kazanımları riske atabileceği görüşünde.

Değerlendirmelerde, 2026 ve 2027’nin ilk çeyreğinde sıkı para politikasının kararlılıkla sürdürülmesinin kritik olduğu vurgulanırken, kalıcı refah artışının enflasyonda sürdürülebilir düşüşle mümkün olacağı ifade edilmekte. Cumhurbaşkanı’nın önünde, bir yandan enflasyonla mücadelede elde edilen kazanımların korunması, diğer yandan ise asgari ücretli, emekli ve memurun beklentilerinin dengelenmesi gereken zorlu bir süreç bulunduğuna dikkat çekilmekte.