"BANA NE"CİLİĞİN BEDELİ

Bu gün ülkede yaşananların, başlıca nedeni gününde bana ne diyerek duyarsız bir tutum içine girenlerin eserleridir. Bakın, yıl 2005-2006 o günler, DSP Gaziantep basın protokollerden sorumlu il yönetim kurulu üyesi olarak görev yaparken, halkın sorunlarını yerinde görüp dertlerini seslerini ili ve ülkeyi yönetenlere duyurmak için elimdeki kamerama kayıt yaparak, bir kopyasını genel merkezime ve köşemde kaleme alıyordum. Bazı önemli olanlarını da, anında ilimde bulunan TV’ler ile paylaşırken, bunun bir tanesini belki bazı kesimler hatırlarlar.

 Yavuzeli ilçemize bağlı bir dağ köyü ve mezralarda, insanlar yağmur suyu ile dolan göletten hem hayvanlarını suluyor.Hem de bütün ihtiyaçlarında kullanacakları suyu temin ediyorlardı. İşte bu haberim üzerine o günkü valilik, kaymakamlık, il özel idaresinin duyarlılığı ile o köylerin sorunları giderilmişti. Buna benzer gezdiğim yüzlerce köyün sorunlarına herhalde o günler yetkililer tarafından çözüm bulunmuştu. 2005-2006 dönemlerinde ili ülkeyi kurumları yönetenlerde bir duyarlılık vardı.

 Şimdi ise günlerden beri köy köy geziyoruz diyen milletvekillerinin uğradıkları yerlerden gelen haberler, sadece söz vermeler var. Gerçekleşen bir şey yok derken, zaten milletvekilleri ile bakanlar merkezi unutmuşlar. İlde vatandaş ne yapıyor?

 Üç dört aydır il genelindeki mahallelerde, yaptığımız ekip çalışmaları sonrası, Gazetemizde vatandaşla yapılan röportajlar ile kendi köşemde yazdığım ve ili yöneten bütün kesimler ile ilimin bakan ve milletvekillerini bu ile duyarlılık göstermeye davet etmiştim.

İlimizde yapılan Toki çalışmaları ve Belediyelerin Kentsel dönüşüm planları ile bazı vatandaşların mağdur edildiğini, istimlâk bedellerinin günün şartlarına uymadan, yapıldığını bu konuda yüzde kırka varan vatandaşın sorunlarını kendi dillerinden yazarken, Kentsel dönüşüm ile kiracıların yüzde, yüzünün mağdur olduğunu defalarca yazmama rağmen, hiçbir kesimden duyarlılık gelmedi.  Evleri yıkılan bazı mülkiyet sahipleri ile kiracıların, ilde kiralık ev bulamadıklarını bulsalar da, bazı semtlerde kiraların asgari ücreti geçtiğini ve bu konuya İlimin Bakan ve milletvekillerinin bir an önce el atmalarını yazarken, ne yazık ki, bana necicilikle hiçbir kimse oralı olmadı.

Bunun üstüne birde, Suriye’den gelen sığınmacıların ildeki kiralık evleri değerinden üç kat fazlasına tutmaya başlaması sonucu, işin boyutundan çıkıp, gelinen noktanın, en güzelini Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun Kent konseyi ve meslek odaları yetkilileri ile yaptığı toplantıda dile getirdi. İlimizdeki kira sorununun ne boyuta ulaştığını, bu gün asgari ücretin,700 TL, emeklinin 800 ile 1500 TL’ye varan maaşı ve memurun dersen taksitli yaşam savaşı verdiği ilimizde, kiraların bu şekilde artmasının başlıca nedeni,  Kentsel dönüşümle evleri yıkılan insanlar.

 Peki, bu insanların nerede oturup barınacaklarını, buna bir alternatif aranıyor mu? Bu konuda İli yöneten, Bakan, milletvekili ile Belediye başkanlarından bir açıklama bekliyorum.