Lakap, dalgageçmek, alay etmek ve karşının hoşlanmayacağı hitabetlerde bulunmak veyahut arkasından öyle konuşmak hem büyük saygısızlık ve çok büyük günahtır.
Ayet-i kerimede buyrulur:
Ey müminler, bir kısmınız, diğer kısmınızı alaya almasın! Belki de alay edilenler, kendilerinden daha iyidir. Birbirinizi ayıplamayın, kötü lakaplarla çağırmayın!
İmandan sonra fâsıklık ne kötüdür! tevbe etmeyenler ise, zalimlerdir.)
Bir Hadis-i şerifte ise:
İnsanlarla alay edene, Cennetten bir kapı açılır, “haydi gir” denir. O da, telaşla gelir, fakat kapı hemen kapanır. Sonra başka bir kapı açılır. O yine üzgün olarak kapıya gider. Kapı yine kapanır. Bu durum, defalarca tekrar eder, artık, gel denildiği halde, gidemez.
Demek ki, bir kimsenin üzüleceği bir lakapla yüzüne karşı da, arkasından da konuşmak yanlıştır. İnsanların fiziksel kusurlarına bakıp hoş olmayan lakaplarla çağırmak
veya arkasından konuşmak günahtır. Hadis-i şerifte (Bir kimseyi, sevmediği bir lakapla çağırana, melekler lanet eder) buyuruldu. (İbni Sünni)
Bir kimse, bir kusuru ile meşhur olup da, o lakap ile onu çağırınca üzülmezse, bu lakap ile onu çağırmak veya ondan bahsetmek de günah olmaz.Adamı veya kadını tanımakveya anlatırken tanıtmak maksadıyla tasvir ediliyorsa bir beis yoktur. Örneğin kara mehmet,şişko çağatay gibi.İnsanları beğendiği lakaplarla çağırmak günah değildir.
Peygamber efendimize Emin, Hazret-i Ebu Bekir’e Sıddık, Hazret-i Ömer’e Faruk, Hazret-i Osman’a Zinnureyn, Hazret-i Ali’ye Ebu Turab denmesi böyledir.
Araplar, en büyük çocuğun ismi ile künyelenirdi. Mesela Peygamber efendimize Ebul Kasım, Hazret-i Ali’ye de EbulHasen denirdi. İmam-ı Ebu Yusuf’un adı Yakub idi.
Fakat çocuğunun ismi ile Ebu Yusuf olarak tanınmıştır.
Hadis-i şerifte, (Çocuklarınıza çeşitli lakap takılmadan, onlarla künyelenin) buyuruldu. Demek ki insanları beğendikleri lakap ve künye ile çağırmakta mahzur yoktur.
(Şir’a)