1-)Hayat adil değil, buna alışsan iyi olur. …
2-)Dünya senin kendine saygınla ilgilenmez. Dünyanın ilgisini asıl çeken şey, senin kendini iyi hmek için ne yaptığın olacaktır.
3-)Liseden mezun olur olmaz yılda 60 bin dolar kazanacağın bir iş edinemezsin.
4-)Öğretmeninizin gerçekten sert biri olup olmadığına karar vermek için, bir patronla tanışana kadar bekleyin.
5-)Çakılıp kaldığınızda bu ailenizin suçu değildir. Hata yaptığınızda sızlanmak yerine, onlardan ders alın.
6-)Siz doğmadan önce, ebeveynleriniz için hayat şimdiki kadar sıkıcı değildi. Yollarını sizin faturalarınızı öder, çamaşırlarınızı yıkar ve size nasihat ederken yeniden çizdiler. Bu yüzden yağmur ormanlarını ebeveynlerinizin ait olduğu neslin parazitlerinden temizlerken, kendi odanızı derli toplu tutmayı da unutmayın.
7-)Okulunuzda da kazananlarla ve kaybedenlerle karşılaştınız. Gerçek hayattaki karşılaşmalar böyle olmayacak. Kimi okullarda sınıfta kalan öğrenciye defalarca yeni fırsatlar verilir dersini geçmesi için. Ancak gerçek hayatta durum böyle değildir.
8-)Hayat sömestrler halinde yaşanamaz. Bütün yaz boyunca tatil yapamazsınız ve çok az işveren size kendinizi bulmak için yardım etmeye hevesli olacaktır. Bu yüzden zamanınızı iyi kullanın
9-)Televizyon gerçek hayat değildir. Gerçek hayatta insanlar kafelerden kalkıp işlerine gitmek zorundadırlar.
10-)İnek arkadaşlarınıza iyi davranınız. Bir gün onun çalışanı olabilirsiniz.
11-)Geleceğinizi kurabileceğiniz yüzyılın iş fırsatı Network Marketing iş fırsatıdır.
12-)Başarı için önce kendinize inanmalısınız,daha sonra harekete geçmeli ve asla vazgeçmemelisiniz.
(alıntı)
//
H
Bölüşün Dünyayı
Alın bu dünyayı! diye seslendi bir gün Zeus göklerinden
İnsanlara; alın, sizin olsun artık.
Armağanım olsun sizlere bu mülk, bu toprak;
Ama kardeşçe bölüşün aranızda.
Koştu eli ayağı tutan, kendine bir pay için,
İşe sarıldı herkes, genciyle yaşlısıyla.
Çiftçi ürünlerini kaptı tarlaların,
Ava koyuldu asilzade ormanların içinde.
Ambarlarının aldığı kadar aldı tüccar,
En iyi yıllanmış şarabı seçti rahip kendisine.
Kralsa, tuttu köprü başlarını, yol kavşaklarını,
Benimdir, dedi, her şeyin onda biri.
Bu bölüşme çoktan bitmiş, geçmişti ki nice zaman,
Şair çıkageldi, çok çok uzaklardan;
Ama hiçbir şey kalmamıştı hiçbir tarafta,
Ve bir sahibi vardı her şeyin de.
Eyvah! Unutacak mıydın beni böyle hepsi içinde?
Beni, en sadık oğlunu senin?
Diye dövündü, yakındı, haykırdı uzun uzun,
Attı sonra kendini tahtın önüne.
Gezip durursan böyle hayaller ülkesinde,
Dedi Tanrı, söz söyleme artık sonra bana.
Neredeydin peki dünya paylaşılırken?
Yanındaydım oldu cevabı şairin.
Gözüm yüzündeydi,
Kulağım göklerinin ahenginde;
Sarhoştu ruhum ışığından, affet!
Unuttu her şeyini yeryüzünün.
Ne yapmalı şimdi? dedi Zeus, - dünyamız gitti elden,
Ne tarlalar, ne ormanlar, ne de kırlar benim artık.
Ama yaşamak istersen gökte benimle,
Açık olacak o sana her gelişinde.
Çeviri: Vural ÜLKÜ
Friedrich Schiller
//
Gülümse
Halep oradaysa arşın burada !
Palavracının biri başına topladığı üç beş cahile karşı övünüp duruyormuş :
– İşte ben güçlü ve maharetli bir adamım. Evet ben Halep’te bulunduğum sıralarda altmış arşın uzağa atlamış bir kimseyim!.. Nasreddin Hoca da bu sırada oradan geçiyormuş. Palavracının yanına yaklaşıp:
– Yaa demiş demek sen altmış arşın atlarsın. Haydi atla da görelim. Adam hık mık etmiş.
– Ama demiş ben Halep’te atladım. Hoca kızmış :
– Canım demiş, Halep oradaysa arşın burada.
//
Kulağına küpe olsun
“Vazgeçmek her zaman zayıflık demek değildir, bazen bırakacak kadar güçlü olmaktır."