Bir Kerede Eğitimcileri Dinleseniz

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, LYS'deki başarısızlığımızı değerlendirmiş. Gerçi değerlendirmeden ziyade başarısızlığa kılıf bulma çabası içerisinde bir açıklama yapmış.

"Gaziantep'i Kilis ile Bartın" ile kıyaslamayın diyor. Kimle kıyaslarsak kıyaslayalım, sonuç aynı; Gaziantep LYS sıralamasında dipte. Arkamızda bir başka şehir yok... Yani nüfusu, sanayi yapısı, göç yapısı bizimle aynı İstanbul, Kocaeli, İzmir, Bursa, Ankara gibi şehirlerin hepsi üzerimizde. Biz dibe vurmuşuz, hala kendi kendimizi avutuyoruz.

Başarılımız çokmuş da, başarısızların sayısının fazla olması ortalamayı düşürüyormuş. Bunlar, " Başarısızız ama ne diyelim" tarzında söylemlerden başka bir şey değil.

**

Sayın Çelik, Gaziantep’in yıllardır eğitim başta olmak üzere birçok alanda tahrip edildiğini dile getirmiş. Peki 10 yıllık bir iktidar süresi bu tahribatları bir nebze onarmak için yeterli bir zaman değil mi? Bu 10 yılın bir döneminde Hüseyin Çelik'in Milli Eğitim Bakanlığı yaptığını da hatırlatalım.

 Gaziantep yıllardır eğitimde arka sıralarda yer alıyor ve biz her LYS sınavında bu başarısızlığı tartışıp, sonra rafa kaldırıyoruz. Yaklaşık 1 ay sonra bu başarısızlık yine unutulmuş olacak.

Sayın Çelik'e 2 ay sonra kimse Gaziantep'in eğitimdeki başarısızlığı ile ilgili bir soru sormayacak. Ta ki gelecek sınav dönemine kadar...

**

Başarısızlık sonrası bakın bütün yetkililer Sayın Çelik ile aynı doğrultuda beyanatlar veriyorlar; "Gaziantep’te bu başarısızlığı ortaya çıkaran faktörleri inceleyip, üstüne gideceğiz."  Geçen yıl da demeçler bu doğrultuda değil miydi? Ne ortaya çıkarılmaz olumsuz faktörlermiş değil mi? Bir türlü sebepleri bulup da, sorunu çözemedik.

**

Aslında çözüm üretilemeyeceği demeçlerden anlaşılıyor. Öncelikle fiziki şartların yetersizliğinden dem vurup, yapılan okullardan bahsedildikten sonra; "Milletvekillerimiz, Valimiz, belediye başkanlarımız ile bu konuyu tartışacağız..."

Eğitimle ilgili bu konuda eğitimcilere danışmak nedense akıllarına gelmiyor. Bu işin sıkıntısını çeken, sorunları bir fiil yaşayan eğitimcilerin fikri alınmadan masa başında oturup karar veriyorlar. Sonuç da işte ortada...

**

Bakın daha önce de bir yazımda paylaştığım bir eğitimcinin düşüncelerini yine aktarayım;

"Bizim okul, Gaziantep'in iyi semtlerinden birinde." diye söze başlıyor.

"Okulumuzun fiziki şartları yerinde. Öğretmen sıkıntımız yok. Bir çok öğretmen bu okula gelmek için çabalıyor. Yani iyi öğretmenler bu okula geliyor. Bu okuldaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun ailelerinin durumu da iyi. Hepsinin evlerinde kendilerine ait bir odaları var. Aileleri isteklerini yerine getirebiliyor."

Bu tespitlerden sonra  şu değerlendirmeyi yapıyor; " Ama sınav sonuçlarına baktığımızda bir Türkiye ortalamasının altında kalıyoruz. Halbuki biz ortalamanın üzerinde olmalıyız ki, bir kenar semtteki okulun başarısızlığını amorti edebilelim.

Demek  ki fiziki şartların yeterli olması başarısızlık sorununu çözmüyor. Gaziantep için olayın sosyal boyutunu araştırmak gerekiyor."

İşte bir eğitimcinin düşünceleri bunlar.  Bana göre dikkate alınması gereken tespitler içeriyor. Şimdiye kadar hiçbir yetkiliden bu yönde bir açıklama duymadım.  Bizim için varsa yoksa fiziki şartlar... Peki ya insan unsuru?

Ne dersiniz sayın yetkililer, bir kere de işin başındakilere, eğitimcilere kulak kabartsanız çok şey mi kaybedersiniz?