Bir Yıldız Kaydı

Hayatta en acı farkındalık, değer bilmeyen insanı kaybetmenin kayıp olmadığını anlamaktır. Bazıları vardır; elinizdeki iyiliği, fedakârlığı, emeği öyle doğal kabul eder ki, sanki dünyanın ona borcu varmış gibi yaşar. Teşekkür etmez, minnet duymaz, hatta bir gün kalkar sizi haksız çıkarır.

Oysa bilmelisiniz: Sahip olduğu şeyin kıymetini bilmeyen, onu kaybettiğinde de aramaz. Çünkü o, varlıkla yokluğu ayırt edemeyenlerdendir. Sizi kaybetmekten korkmayan, zaten hiçbir zaman size ‘’sahip’’ olmamış demektir.

Kaybetmekten korkmak, değer vermenin en dürüst yansımasıdır. Kıymet bilen insan, elindekini korur. Onu kırmamaya, incitmemeye, hayatında tutmaya çalışır. Ama minnetten yoksun olan, sahip olduğu ışığı da, sevgiyi de, dostluğu da kendi elleriyle söndürür.

Bu yüzden korkmayın gitmekten. Çünkü minnet duymayan insandan uzaklaşmak, kayıp değil; kendi değerinizi geri kazanmaktır. Unutmayın, sizin varlığınıza şükretmeyen, yokluğunuza da üzülmez.

Birini kaybetmekten korkmak, ona değer vermenin en dürüst şeklidir. Korkmuyorsa, zaten hiç değer vermemiştir.

Ve unutmayın… Sizi elinden kaçıran, aslında kendi cennetini kaybetmiştir. Sizden giden, belki de ömür boyunca arayacak ama bir daha asla bulamayacaktır. Çünkü bazı insanlar, yalnızca bir kez gelir hayatta; tıpkı yıldırlar gibi… Kayınca dilek tutulur ama geri dönmezler.