BÖYLE ÜLKE YÖNETİLMEZ

 Ülkeni içinde bulunduğu durum, tıpkı 1980 öncesi yaşananları hatırlatır oldu. Tabi o günleri şu an kırk yaş altı çoğu bilmez. O günlerde bir iç savaş gibi, her gün insanlar ölüyordu. Şimdi ise her gün şehitler veriliyor. Arasındaki tek fark, ne şehit oldu ne gazi, yerine şehit olan gencecik fidanlar.

Bunu düşünmek ve yorum yapmak isteyenler ne şekilde kabullenirse kabullensin.Bu gün bir ülkede insanların can güvenliği kalmamış,asker, polis, savcı vatandaş kurşunlanıyor. Memur, amir, kaymakam, öğretmen yol kesilip dağa kaldırılıyorsa, buradaki eksikliğin başlıca sebebi ülkeyi yönetenlerin başarısızlığı ile tavizlerden kaynaklanıyor. Böyle bir hükümetinde bu ülkeyi yönetmeye hakkı kalmadığını açıkça meydana koyuyor. 

DSP hükümeti zamanında terör değil bir ekonomik kriz nedeni ile o gün ülkenin her yerinde ayağa kalkan toplum nerede? Ayrıca Cuma namazından çıkıp camiler önlerinde tekbir getirenler, ekonomik kriz biter. Her gün şehitlerin yaşandığı ülkemizde ilahi takdirdir, şehitlikte, gazilikte diyenler açıkça halkla alay ediyorlar.

Daha dün CHP‘li Haluk Koç çıkıp Oslo belgelerini açıklarken yaptığı konuşmalar ve açıklamaları ile iktidara yüklenmesi halkın yüreğine su serpmişti. Ancak bu gün Kılıçdaroğlu’nun çıkıp, PKK silah bırakacaksa Oslo görüşmeleri yapılsın demesi ile onunda nerede yer aldığı belli olmayan, bir duruş sergilenmesi..

 Demek ki ülkede halka karşı, muhalefetinde bir çelişki içerisinde harekatta olduğunu ortaya koyması üzüntü vericidir. Bu gün ülkede yaşanan terör olayları ile yargıda yaşananlar. Suçsuz günahsız insanlara terör örgütü kurmakla suçlanan yıllarını ülkesini halkını korumaya adamış kişilerin cezaevlerinde ölümlerini seyredenlere, eğitimden ekonomiye kadar her tarafı hallaç pamuğuna çevirenlere bir şey diyemeyenler.

 İşçiyi suçlayıp işçi bulamadıklarını açıklamaları ile gerçeği konuşmadıklarını bir kez daha iddaa ediyorum, günlerce yazdım. Sanayide nasıl işçi istendiğini ve hatta çağrı yaptım. 45 yaş üstü insanlara çağrı yapın diye. Ama ne yazık ki sanayiciler, işçi yerine köle istediklerini kabullenmiyorlar. Günlerce direniş yapan işçilere yasal suç işliyorlar diyerek tehditlerle iş başı yaptıranlar, bu gün ilimizdeki, açlık sınırından haberiniz var mı?

Size kısa bir tablo:  1- En ucuz evin kirası, 300TL, 2- Elektrik ve su faturası 100  TL, 3- Mutfak tüpü 65 TL, bu sadece mecburi ödemesi gerekenler. Buna birde gıda ve giyim ile zaruri ihtiyaçları ekleyince, işçinin aldığı asgari ücret olan 701 TL, nasıl yetecek? Bu verdiğim örnek, kenar semtler için, bunun birde diğer boyutlarını ele alırsanız, bu gün ilde yaşamanın bedeli en az 1.500 TL’ den başlıyor. Ama çıkıp işçi bulamıyoruz diyenlere, hangi işçi bu ücreti alıyor bana açıklar mısınız? İli yöneten ve sanayiyi ellerinde bulunduranlar, Allah için bir kerede gerçekleri konuşun. Eğer gerçekleri bilmek isterseniz bu güne kadar yaptığım araştırmaları nerede derseniz sizlerle konuşmaya hazırım.