Evet, buna gerçekten ne demeli?
***
İmam Hatip eğitimli bir kişi olan ve köşesinde zaman zaman kendisi gibi aynı kökenden gelenlerin çoğunlukta olduğu iktidar partisini yerden yere vuran yazar Ahmet Hakan, İmam Hatip sıralarında kendilerine öğretilenleri şöyle sıralıyor.
Körü körüne itaat etmemeyi öğrettiler, Yedi kıtanın dört bucağındaki sultanlarının bile ilkeler adına eleştirilebileceğini öğrettiler, Aklımızı, bilincimizi, irademizi başkalarına ipotek etmememiz gerektiğini öğrettiler. Gücü elinde bulunduranlara karşı hakkı söylemenin bir tür ibadet olduğunu öğrettiler, Halife Ömer’e “Adaletten saparsan seni kılıcımızla düzeltiriz” diyen kutlu insanları öğrettiler, Zindanlarda çürüme pahasına dönemin İslami yönetimiyle uzlaşmayan İmam-ı Azam’ı öğrettiler, Kerbela’da Hüseyin’in neden kıyam ettiğini öğrettiler, Zalime de, mazluma da kimlik sorulmaması gerektiğini öğrettiler, Düşmana karşı bile adaletli davranılması gerektiğini öğrettiler…
Diyerek sözlerini şöyle bağlıyor, Ahmet Hakan:
Eğer Bülent Arınç bana “haylaz” derken, “Sen nasıl İmam Hatiplisin kardeşim, kalkmış imam hatiplilerin iktidarını eleştiriyorsun” demek istiyorsa…
Bilsin ki:
Ben tam da bir imam hatipli gibi davranmaya çalışıyorum.
Çünkü benim bildiğim imam hatiplilikte haylazlıktır esas olan, uysallık değil.
***
O halde günümüz iktidar sahipleri imam hatipli olmaktan hiç dem vurmasalar, galiba en doğrusunu yaparlar…
Ziya paşanın dediği gibi:
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbeyi aklı eserinden…
***
Ola ki; bu köşe yazarı kendini savuna bilme adına imam hatip gerçeğini biraz saptırmış, abartmış olabilir.
Her ne kadar abartmış olursa olsun yine de inkâr edilmeyecek kadar içe sinen gerçekler var.
***
Ve…
İmam Hatip kökenli iktidar mensupları, yukarıda yazarın sıraladığı abartılı da olsa imam hatipli gerçeğinden hangisini uyguluyorlar?
Hatta sözde bu gerçekler dikkatle incelenir yazarın ne demek istediği irdelenirse görülür ki, avam üzerinde tatbik edilenler bu gerçeklerin tamamen hatta taban tabana zıddı olduğu görülür…
***
Hükümet avamı sindirerek her icraatına “eyvallah” dedirtiyor mu?
Buna yandaşların dışında hayır diyecek bir babayiğit çıkar mı bilemem…
Yine avam elinden geldiğince eleştirel bir kelam etmekten – gazaplarından – korkmuyor mu?
Yandaşlar sorgusuz sualsiz itaat etmiyorlar mı?
***
Daha evvelde bahsetmiştim.
AKP’de sular durulacak gibi değil. Aysberg’in su altındaki bölümü kaynıyor. Bu önlenemez gerçek yavaş yavaş kendini göstermeye başlamış olacak ki; BDP’li milletvekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunda kopuklukların olduğunu başbakan da fark etmiş olacak ki; bütün AKP’li mebuslarla – herhalde, siz ne yapıyorsunuz demek için – grup toplantısını parti binasında basına kapalı olarak yapacak.
Bütün bunlara rağmen Sayın Bülent Arınç da bu konuda her mebusun “hür vicdanıyla” hareket edeceğini kamuya inandırmaya çalışıyor.
Haydi hayırlısı…