Çocuğumuz Güvende mi?

Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, hepimizi derinden sarstı. Henüz 11 yaşında bir çocuk, iki gün boyunca alıkonuluyor. Küçücük bir beden, büyük bir korkuyla baş başa bırakılıyor. Olayın ardından şüpheli serbest bırakılıyor. Evet, serbest…

Peki, şimdi ne olacak?

Bu kişi bir daha aynı şeyi yapmayacak mı? Başka bir çocuğun da canı yanmayacak mı? Bu karar alınırken, olası sonuçları kim düşündü? O çocuğun yaşadığı korku, ailesinin çektiği endişe ve toplumda oluşan güvensizlik hissi… Bunların hiçbiri mi dikkate alınmadı?

Çocuklarımız bizim en kıymetli varlıklarımız. Onları korumak hepimizin görevi; ailesinin, öğretmeninin, komşusunun ama en çok da devletin ve yargının... Bu sorumluluğu taşımak, sadece hukuki değil, vicdani bir görevdir.

Bugün serbest bırakılan bir kişi, yarın başka bir çocuğun hayatını karartırsa ne olacak? Bu kararın altına imza atanlar, vicdanen rahat mı? Sadece bir anlığına, kendi çocuklarını bu durumda hayal etselerdi, kararları yine aynı olur muydu?

Biz, bu soruların cevabını istiyoruz. Sessiz kalmayacağız. Çünkü mesele yalnızca bir çocuğun başına gelenler değil; hepimizin, tüm çocuklarımızın güvenliği söz konusu.

Bu olay, bize bir kez daha hatırlattı: Adalet sadece mahkeme salonlarında değil, sokakta oynayan çocukların gözlerinde de kendini göstermeli.