Cuma günleri kapalıyız

Tayip Cumhuriyetinin bütün resmi dairelerinde resmi hafta tatili üç gündür. Cumartesi pazarı biliyoruz da üçüncüsü hangisi derseniz yanıtım Cuma’dır.

Cuma günleri normal iş günü değil mi?

Evet, normal iş günü ama bu, Tayip Cumhuriyetinin resmi daireleri için geçerli değil.

Nasıl oluyor?

Şöyle:

Cumanın ilk yarısı sizin tembelliğinizle geçer. İkinci yarısı Cuma namazı, vakit namazı, vaazdır derken ikindi ezanı okunur.

İkindiden sonra resmi daireye gidip memurdan iş beklemek cinayettir. Ramazanlıkta “iftara çeyrek var”ın agresifliği yaşanır Tayip cumhuriyetinin memurlarında. Eve yetişme telaşına mı düşsün, namaza duruncaya kadar abdestinin kaçmaması için bir şey kaçırmama ıkıntısını mı yaşasın, bilemez canımlar.

***

Böyle bir cumhuriyette az kalsın ben de ekmek yiyecektim. İhtilal sonrası gazete sahipliğinden işsizliğe düşünce İstanbul’da bana açılan ilk kapıdan girme gafletinde bulunmuştum.

Türkiye Gazetesiydi bu kapının adı.

İşi başladığım ilk gün cumaya denk geliyordu. Şansa bakın…

Öğleye kadar çalıştım. Öğleye doğru baktım elemanlar yavaş yavaş kapıya yöneliyor.

“Yemeğe mi?” desem, değil. Yemek saatine daha var.

“Peki nereye?” diye dünürken baktım ortalarda kimse kalmamış. Kalan biri de gelip yamacımda durmuş:

“Sen Cumaya gitmiyor musun yeni arkadaş?” diye soruyor.

“Yeni arkadaş çarşambayla da, perşembeye de, cumaya da gitmez…” diye dalgamı geçtim onunla.

Vay, sen misin İslami yandaş bir gazetede çalışmana karşın cumayla dalga geçen?

***

Beni sorgulayan arkadaş, Cuma namazı sonrasında hemen görevini yapıp raporumu jurnallemiş. Eee, görevini Yapmış. Gazeteci jurnalist ya…

Biraz sonra Genel Müdürün karşısında bulmuştum kendimi.

Hiç sorgu sual edilmeden fetvam verildi:

“Sizinle çalışamayacağız Beyefendi.”

Geldiğim gün kovulmuştum ama hiç olmazsa bir beyefendilik sanı kazanmıştım.

***

Siz siz olun, dostlarınızın yaşadıklarından ibret alın. Size de böyle bir zorunlu kapı açılacak olursa sakın “beynamaz” olduğunuzu çaktırmayın.