Öncelikler, dalya demeye bir kalmış olan; Türk Ulusunun bölünmezliğinin, bu toprakların sadece ve sadece Türk Ulusunun olduğunun tescillendiği “BÜYÜK ZAFER”İN sene-i devriyesi kutlu olsun diyorum, kutluyorum.
***
Ama ne yazık ki, bu kutlama hüzün dolu, acı dolu bir zaman diliminde gerçekleşiyor.
İnsanlıktan nasibini almamış; sadece ve sadece kanla, acı vererek hayat bulan canilerin acımasızlıkları; insanlık dışı faaliyetleri bu bayramı da diğerleri gibi acı içinde kutlamamıza neden oluyor.
***
Gerçi ülkemizde her şeyin, ama her şeyin değişime uğradığı, değiştiği şu dönemde ne yazık ki; dini bayramlarımız da dâhil resmi bütün bayramlarımız eski o şaşaalı özeliklerini, güzelliklerini ne yazık ki yitirdi, yitiriyor.
***
Atatürk özelliği olan bu bayram için:
“30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. (Ulusal Tarihimiz diyor, yani büyük bir ulus büyük bir millet olduğumuzu vurguluyor) Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur, ama Türk Ulusu’nun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimizde değil, dünya tarihine yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbelli ki genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüzlüğü burada taçlandırıldı.”
Diyor büyük Atatürk.
Allahın rahmeti onun ve onunla bu zaferlere canlarını vererek, bu vatanı bizlere emanet edenlerin üzerine olsun.
***
Kim ne derse desin. “Bizim kendi aramızda parti olarak, partililer olarak kesinlikle çatlaklıklar anlaşamam azlıklar olmaz, olamaz diyenlerin kulaklarını çınlatmak isterim.
Şu anda su yüzüne çıkmış öyle çatlaklıklar var ki, bu sadece aysberg’in su yüzünde gözüken kısmı…
Çatlamalar çok derimler de. Yakın zamanda bu derinlerdeki çatlaklıklar yavaş yavaş değil, birden bire parçalanmaya dönüşecek.
Bizde çatlamalar kopmalar olmaz diyenler bu acıyı yaşayacaklar…
***
Büyüklerimiz ne güzel demişler:
“Büyüklenme padişahım senden büyük Allah var”
Diye…