Dünya Sizin Etrafınızda Dönmüyor

Hayırdır beyler?

Dünya sizin etrafınızda mı dönüyor gerçekten?
İstediğinizde geliyorsunuz, istediğinizde gidiyorsunuz.
İstediğinizde seviyor, istemediğiniz de yok sayıyorsunuz.
İstediğinizde dokunuyor, canınız sıkıldığında uzaklaşıyorsunuz.
Peki, bu neyin kafası? Neyin bencilliği?

İlişkilerde Tek Taraflı Senaryo

Birçok kadın, ilişkilerinde erkeklerin kendilerini merkeze koyma alışkanlığından şikâyet ediyor. Çünkü senaryonun yönetmeni hep onlar gibi davranıyorlar. Bir gün büyük bir sevgi gösterisiyle ortada oluyorlar, ertesi gün ‘’alan açma’’ bahanesiyle sırra kadem basıyorlar. Oyun oynar gibi… Ama mesele şu: Karşındaki bir oyuncak değil, duyguları olan bir insan. Sevgi, gelip geçici bir hevesin değil, sorumluluk almanın adı.

Gel - Gitlerin Ardındaki Ego

‘’İstediğimde gelirim, istemediğimde yok olurum’’. Bu yaklaşım aslında özgürlük değil, bencillik. Çünkü özgürlük, iki tarafın da nefes alabildiği bir alan yaratmak demektir. Bencillik ise sadece kendi ihtiyacına göre var olup kaybolmaktır. Erkeklerin çoğu bu farkı görmek istemiyor. Kendilerini dünyanın merkezi sanıyorlar. Oysa gerçek sevgi merkeze kendini değil, birlikte olmayı koyar.
Kadınlar Uyanıyor

Artık kadınlar bu dengesiz oyunlara boyun eğmiyor. ‘’Gittiğinde yas tutarım, geldiğinde kapıyı açarım’’ devri bitti. Kadınlar farkında: Değer görmeyen yerde kalmak, kendi öz saygısına ihanet etmektir. Dolayısıyla bu gel-gitlerin karşısında duran bir gerçek var: Gitmek isteyen gider ama döndüğünde aynı kapıyı bulamayabilir.

Sevgiyi, ilgiyi, dokunmayı kendi keyfine göre ayarlayanlara tek bir sözüm var: Dünya sizin etrafınızda dönmüyor.

Sevgi, tek taraflı bir sahne değil. Sahneye çıkıp indiğiniz bir oyun hiç değil. Eğer hala bencilliğinizi ‘’özgürlük’’ diye satıyorsanız, yanılıyorsunuz.

Çünkü gerçek özgürlük, karşınızdakine değer vermeyi öğrenmekle başlar.