Eğitim-Sen Gaziantep Şubesi, yeni ders yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, eğitim sisteminin köklü sorunlarla açıldığını vurguladı. Atama bekleyen yüz binlerce öğretmen, ağır iş yükü altındaki mevcut eğitimciler ve personel yetersizliği nedeniyle hijyen sorunları yaşayan okulların, tabloyu ağırlaştırdığı ifade edildi.
Sorunlarla başlayan yeni yıl
Açıklamada, eğitimde son yıllarda yaşanan dönüşümün kamusal eğitimi ortadan kaldırarak piyasacı ve dini referanslı bir yapıyı güçlendirdiği belirtildi. 2024/25’te yürürlüğe giren yeni müfredatla laiklik ve bilimsel bilginin geri plana itildiği, “tek din, tek mezhep” anlayışının kurumsallaştırıldığı vurgulandı.
“Öğretmenler güvencesiz, meslek itibarsız”
Eğitim-Sen, öğretmenlerin güvencesiz istihdam biçimleriyle karşı karşıya bırakıldığını, sözleşmeli ve ücretli öğretmenliğin norm haline geldiğini açıkladı. Sendika, mesleki özerkliğin zayıflatıldığını, sendikal hakların baskı altında olduğunu ve öğretmenlerin düşük ücretler ile ağır koşullar altında çalıştırıldığını belirtti.
Eşitsizlik derinleşiyor
Açıklamada, özel okulların desteklenmesiyle nitelikli eğitimin parası olanlara yöneldiği, yoksul öğrencilerin ise imam hatipler, meslek liseleri ve açık liselere yönlendirilerek eğitimde sınıfsal uçurumun büyüdüğü kaydedildi.
“Ruh sağlığı alarm veriyor”
Ekonomik kriz, deprem felaketleri ve geleceksizlik duygusunun öğrencilerin ruh sağlığını olumsuz etkilediğine dikkat çekilen açıklamada, çocuklar arasında depresyon, kaygı bozukluğu ve intihar vakalarında artış yaşandığına işaret edildi. Buna karşın okullarda psikolojik danışman sayısının yetersiz olduğu ve birçok okulda tek bir uzmanın yüzlerce öğrenciyle ilgilendiği belirtildi.
“Laik, bilimsel ve kamusal eğitim için mücadele”
Eğitim-Sen Gaziantep Şubesi, gerçek eşitliğin ancak demokratik, laik ve bilimsel eğitimle sağlanabileceğini vurguladı. Açıklamada, “Eğitim sistemi, örgütlü bir mücadele ile yeniden kamusal, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışa kavuşturulabilir. Bu mücadele öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin ve toplumun tüm kesimlerinin ortak çabasıyla mümkündür” denildi.