Erkek, sesini yükseltmeyi, küfür etmeyi otorite sanır; adam kalbini yükseltmeden sözünü yükseltmemeyi bilir. Erkek direksiyon başında kendini güçlü zanneder; adam, yan koltukta yanında oturanın güven içinde hissetmesini sağlamakla gururlanır. Erkek, hesabı ödemeyi marifet bilir; adam, kadını asla borçlu hissettirmemeyi erdem sayar.
Erkek, ‘’ ben bilirim’’ der. Adam ise ‘’ sen ne düşünüyorsun?’’ diye sorar. Çünkü bilir ki iki aklın birleştiği yerde yol daha aydınlıktır. Erkek, ‘’ben yaptım’’ diye övünür. Adam, ‘’senin için yaptım’’ diye şükreder.
Adamlık, sadece kas gücüyle değil, vicdan gücüyle ölçülür. Kadının kalbini kırmamak için susabilmektir, bazen de susmayıp doğruyu savunabilmektir. Gösterişle değil, güvenle var olmaktır. Yiğitlik, düşmandan belli olur derler ya; adamlık da sözüne sahip olmaktan belli olur.
Erkeklik doğuştan gelir; ama adamlık, hayata, insana, sevgiye gösterilen emekle yoğrulur. Çünkü erkek doğarsın, ama adam olmayı seçersin.
Erkek olmak kolaydır; nüfus kâğıdında yazar. Ama adam olmak zordur; vicdanında, duruşunda, ahlakında yazar. Erkekliğin sesi gür çıkar; adamlığın izi derin kalır.
Ve şunu bil: erkek doğarsın, ama adam olmayı beceremezsen sadece yaş alırsın asla büyüyemezsin.
Kızlar erkek çok ama adam gibi adam az. Erkek çok laf yapar, gösteriş yapar. Ama adam, sözünde durur, yanında durur, yüreğine dokunur. O yüzden kalbinizi büyüten, omzunda huzur bulduğunuz, güven veren adamlara rastlayın.
Gerisi kalabalık sadece…