Bir zamanlar Gaziantep’in sosyal yaşamının kalbi olan kahvehaneler, artık yalnızca birkaç yaşlının sessizce oturduğu, sohbetlerin yerini cep telefonlarının aldığı mekanlara dönüşüyor. Kahvehaneye gitmek, eskiden sadece bir alışkanlık değil; adeta bir kültür, bir yaşam tarzıydı. Şimdi ise o zengin gelenek yavaş yavaş tarihin tozlu raflarına karışıyor.
Kahvehane kültünün 100 yıllık köklü bir geçmişe dayanıyor. Kahvehaneler sadece oyun oynanan değil dostlukların pekiştiği yerler olarak biliniyor. Bu geleneklerin yavaş yavaş ortadan kaybolmasıyla birlikte eski sohbetler dostluklarda birlikte yok olmaya yüz tutuyor.
Adeta tiyatro gibiydi
1900’lü yılların başında Gaziantep kahvehaneleri, tiyatro gruplarının turneye çıktığı, meddahların hikayeler anlattığı, hatta kanto sanatçılarının gösteriler sunduğu mekanlardı.
Karagöz-Hacivat perdeleri kurulur, kahvehaneler adeta mahalle tiyatrosu halindeydi.
Kadınlarda kahvehanelere giderdi
Bugün kadınların kahvehanelerde bulunması yadırganırken, geçmişte kadınlar kahvehanelerde bulunurdu.
Fransız işgali sırasında, şehrin en bilinen kahvelerinden Maarif Kahvesi'ne sohbet için gelen gayrimüslim kadınların yanı sıra Müslüman kadınlarda Maarif Bahçesine çalışmak amaçlı geldikleri biliniyor.
Kültürel zenginlikler yok oluyor
Şimdilerde kahvehaneler emeklilerin veya gün içerisinde işi olmayanların gittiği mekanlar haline geldi.
Gençlerin uğramadığı kitapların yerini iskambil kağıtlarının aldığı bu mekanlarda artık bir dönem yaşanılan kültürlerden eser yok.