Gaziantep’in 93 yaşındaki eğitimci-yazarı Orhan Yalkın, gençlik döneminin şehir kültürünü ve çoktan kaybolmuş yaşam alışkanlıklarını anlattı. “1950’de 20 yaşındaydım” diyerek söze başlayan Yalkın, o yıllarda teknoloji yokken gençlerin nasıl vakit geçirdiğini aktardı. Yalkın, arkadaş buluşmalarının en büyük eğlence olduğunu belirterek, “15 günde bir, ayda bir mutlaka birimizin evinde toplanırdık. Künefe yapardık, kâğıt oynardık, sohbet ederdik. Böyle geçerdi zamanımız” dedi.
O dönem okullarda uygulanan düzenin de farklı olduğunu söyleyen Yalkın, “Cumhuriyet okullarında eğitim öğlene kadar sürerdi, sonra öğle tatili verilir, öğleden sonra tekrar devam ederdi. Bizde ise dersler bire doğru biterdi. Öğleden sonra herkes bir işte çalışırdı, o yılların uygulaması öyleydi” diye konuştu.
Gençlerin sık sık kahvelere giderek vakit geçirdiğini hatırlatan Yalkın, özellikle bir mekânı unutamadığını anlattı:
“Arabacılar Kahvesi vardı Çukurbostan’da. Arabacılar dediğimiz, paytoncular… O zaman otomobil az. Biz oraya giderdik çünkü öğretmenler orayı bilmezdi. Biraz korkumuzdan, biraz da rahat etmek için.”
Yalkın’ın gençlik günlerinin bir diğer vazgeçilmez eğlencesi ise sinemaydı.
“Her cumartesi mutlaka sinemaya giderdik. En çok da Amerikan kovboy filmlerini severdik. O zamanlar çok popülerdi, hoşumuza giderdi” diyerek o yılların sinema tutkusunu aktardı.
Yalkın’ın anlattıkları, Gaziantep’in kültürel hafızasında bir dönem gençlerin nasıl bir yaşam sürdüğünü gözler önüne sererken, kaybolan gelenekleri hatırlatmasıyla da büyük önem taşıyor.