Gaziantep Haber

VİDEO | Gaziantep’te Tekstil Çöküyor

Tekstil kent ve Karatarla pasajındaki işletmeler birer birer kapanırken, esnaf “Devlet bizi görsün, sesimize kulak versin” diyerek isyan ediyor.

Her geçen gün ağırlaşan yaşam koşulları, alım gücünü düşürürken küçük esnafı da yok etmektedir. Türkiye’de orta sınıf giderek kaybolmakta, alt kesim ise asgari yaşam koşullarının altında varlık mücadelesi vermektedir. Buna rağmen ekonomiyi güllük gülistanlık göstermeye çalışan siyasetçilere, Gaziantep Tekstil Kent ve Karatarla Pasajı’ndaki esnaf şu soruyu yöneltmektedir: ‘Bizim durumumuz ne olacak? Devlet ne zaman bizi görecek, sesimize kulak verecek?’ Her gün kapanan iş yeri sayısı artarken, esnaf adaletsiz gelir dağılımına ve yetersiz destek paketlerine karşı ‘Artık yeter’ demektedir.

“Eskiden tutku idi, şimdi çıkış yolu arıyoruz”

1985 yılında sektöre başlayan bir başka tekstil işletmecisi, geçmişte tekstile duyduğu tutkuyu anlatıyor:

“Ben dünyaya bir daha gelsem yine tekstil yapardım. 1985’ten 1995’e kadar bu iş benim için büyük bir tutkuydu. Ama bugün aynı şeyi söyleyemem. Bugünkü şartlarda bu işten kurtulmak istiyorum. Çünkü işçilik maliyetleri, elektrik, su, kira, sigorta, vergiler hepsi aşırı yükseldi. Eskiden 1000 dolara işçilik vardı, şimdi maliyetler katlandı. Elektrik faturası iki yıl önce 15 bin liraydı, şimdi 70 bin lira geliyor. Su faturası yılda 1500 liraydı, şimdi 4500 lira. İşçi başına SGK 8500 lira. Esnaf artık cebinden yiyor. Bu sürdürülebilir değil.”

“Pazarımızı Çin’e kaptırdık”

İhracatta da durumun kötüye gittiğini vurgulayan tekstil işletmecisi, şunları söylüyor:

“Azerbaycan’a bizden mal kilo başına 7,5-8 dolara gidiyor. Çin’den 4 dolara gidiyor. Böyle olunca müşteri Çin’i tercih ediyor. Eskiden Orta Asya ve Orta Doğu pazarında güçlüydük ama bugün pazarımızı Çin’e kaptırdık. Yüksek gümrük ücretleri de bizi bitiriyor. İkili anlaşmalar yapılmazsa ihracatta tutunamayız.”

“Hayatımda gördüğüm en büyük kriz”

47 yıldır sektörde olan bir esnaf, bugünkü tabloyu şöyle özetliyor:

“Ben bu işe 7 yaşında girdim. Devalüasyon gördüm, darbe gördüm, hükümet değişiklikleri gördüm ama hayatımda gördüğüm en büyük kriz bu. Kriz tamamen yanlış hükümet politikalarının sonucudur. Devlet esnafını korumak zorunda ama gümrük vergileri o kadar yüksek ki uluslararası müşteri Türkiye yerine Çin’i tercih ediyor. 2 dolarlık ürüne 2 dolar gümrük, 100 TL’lik kazakta 100 TL vergi olur mu? Böyle olunca Azerbaycan, Irak, Filistin, Rusya bizim malımızı bırakıyor.”

“Kepenk kapatan dükkân sayısı artıyor”

Esnaf, kapanan dükkânların sayısını şöyle anlatıyor:

“Eskiden pasaja 290 vergi mükellefi dükkân vardı. Şimdi sadece 30 kaldı. 260 işletme kapandı, vergi terkini yaptı. Bir caddede 70 dükkân birden iflas etti. Bu yıl kapanışlar daha da artacak. İç piyasada bir yıllık vadelerle mal satıyoruz. Bu vadelerle ayakta kalmamız mümkün değil. Eskiden peşin satardık, şimdi vadeli. Tedarikçiler ipliği vadeli satıyor, biz malı satıp çekle ödüyoruz. Bu zincir halinde bir çöküş yaratıyor. Konkordato ilan eden firma sayısı çok arttı. Çekler ödenmiyor, piyasada güven kalmadı.”

“Devletin tekstile bakışı yüzeysel”

“Devletin böyle bir kapasitesi ve anlayışı yok. Tekstil sektörü bir esnaf zanaatıdır. Devlet, sadece genel tekstil ve hazır giyim kavramını biliyor ama derinliğini bilmiyor. Bu işin inceliklerini okulda öğretmek mümkün değil. Tekstil mühendisliği ya da moda okumuş bir üniversite mezunu sanayide çalışamaz. Bu iş çıraklıktan gelir. Okuldan gelen bir çocuk sanayiye uyum sağlayamaz çünkü eğitim modeli yanlış.”

“Çırak yok, meslekler yok oluyor”

Üretici, çıraklık eğitim merkezlerinin yetersizliğine de değiniyor:

“Haftada sadece iki gün eğitimle çırak yetişmez. Aileler de çocuklarını kan kaybeden tekstil sektörüne göndermek istemiyor. Bugün mesleğe 17-18 yaşında gelen bir gencin işi öğrenmesi mümkün değil. Çocuk yaşta, 12 yaşında başlanması lazım. Ama bu sistemle yeni eleman yetişmiyor. Eğer bu pahalılık ve düzensizlik devam ederse bu meslek bitecek. Zaten arkasında duran ne bir oda ne de devlet var. Sektör sahipsiz.”

“Asgari ücret uygulanmıyor, işçilerin yüzde 80’i Suriyeli”

Üretici, asgari ücretin Türkiye’de özellikle emek yoğun işlerde ve esnafta fiilen uygulanmadığını, kimsenin bu ücretle geçinemediğini belirtiyor. Çalışanların çocuk masrafları ve yüksek yaşam giderleri nedeniyle asgari ücretten çok daha fazlasını talep ettiğini söylüyor. Bu da işletmelerin girdi maliyetlerini artırıyor. Ardından şunları ekliyor:

“Türkiye’de işçi bulmak artık çok zor. Sektördeki işçilerin yüzde 80’i Suriyeli. Onların taleplerini karşılamak zorundayız. Türk eleman bulmak zaten imkânsız hale geldi. Asgari ücret fiilen yok, çalışanların maaşı daha yüksek ama bu da sigorta primlerine yansıyor. İşletmeler zor durumda.”

“Tekstil Kent’in geleceği ekonomiye bağlı”

Esnaf, Tekstil Kent'in geleceğini kendi çalışma sistemlerine bağlı olarak olumlu gördüğünü belirtmekte. Mevcut ekonomik zorluklara rağmen ekonominin toparlanması halinde Tekstil Kent'in de yeniden iyi bir noktaya gelebileceğini söylüyor. Ancak satış pozisyonlarında ve üretim girdilerinde ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade ederek şunları dile getiriyor:

“Uzak Doğu ülkelerinde (Bangladeş, Sri Lanka, Hindistan, Pakistan, Vietnam gibi) ucuz iş gücü var. Onlarla uluslararası arenada rekabet etmek bizim için çok zor. Biz Türkiye’de, özellikle İstanbul’da çok kaliteli üretim yapıyoruz ama bu kaliteyi dünyada başka hiçbir yerde bulamayacak olmalarına rağmen devletin bize desteği yok. Teşvikler Batman, Diyarbakır, Urfa, Kilis, Adıyaman, Elâzığ, Malatya gibi illere gidiyor. İstanbul ve Gaziantep gibi maliyeti yüksek şehirler teşvikten yararlanamıyor. Bu bizim için büyük bir mücadele alanı. Kazanmak mümkün ama garanti değil.”

Esnaflar, siyasetçilerin yalnızca seçim dönemlerinde kendilerini ziyaret ettiğini belirtiyor:

“Milletvekilleriyle hiçbir diyalog yok. Belediye başkanlarını sadece seçim döneminde görüyoruz. Bize seçim dışında kimse uğramıyor. İletişim bilgilerimiz ellerinde ama kimse aramıyor. Teşvikler hep çevre illere gidiyor, Gaziantep’e yok. 30 yıldır bu işin içindeyiz ama artık yapamaz hale geldik.”

“Gaziantep tekstili tükeniyor”

Gaziantep’in tekstil esnafı, artan maliyetler, eleman yetersizliği, yüksek vergiler ve Çin rekabeti altında ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak birçok işletme kapanmış durumda, kalanlar ise yalnızca günü kurtarmaya uğraşıyor. Esnafın ortak çağrısı ise aynı:

“Devlet bizi görsün, destek versin. Yoksa tekstil sektörü Gaziantep’te tamamen bitecek.”