GÜNÜMÜZ VE MEVLANA

 

            Mevlana, Mesnevi eserinde bugünümüze de uyarlanabilen çok güzel mısralar sergilemiştir. Bunlardan bazılarını siz sayın okuyucularıma sunacağım. Artık siz, nasıl, neye yorarsanız…

 

            Mevlana insanları ayırt edebilmek için bakın neler diyor:

            “Peygamber insanları ayırt etmek hususunda ‘İnsan sözünde gizlidir’ dedi. Yüzün renginde gönül halinden bir nişan vardır. Kırmızı yüz, sahibinin refah ve saadetine delalet eder; sarı yüz, sahibinin meşakkat ve bela içinde olduğunu gösterir. Elimi ayağımı alana, yüzümün rengini uçurana, kuvvetimi giderene, çehremi bozana uğradım.

            Bunlar cüziyattır, külliyatın da onun yüzünden renkleri sararmış, kokuları bozulmuştur.

 

            Mevlana, ikbalin bir gün söneceği konusunda diyor ki:

            Güneş, ateş renginde doğmuşken diğer bir saatte baş aşağı batar.  Göklerde parlayan yıldızlar, zaman zaman ihtiraka uğrarlar.

            Nice dağlar, bu ansızın gelen felaketten dolayı yeryüzünde kumlar gibi dağılıvermiştir.

            Azametli ve kibirli ateşi bile bir yel söndürüverir.

            Denizin halini de ıstırabından, coşkunluğundan anla; aklının değişik durduğunu, kalıptan kalıba girdiğini bil!”

            xxx

İktidarın bu durumu karşısında, hala alkışlayanların olmasına uyan Mevlana’nın şu sözlerine dikkat edin:

            “Koyunun kurttan kaçmasına şaşılmaz; şaşılacak şey, koyunun, kurda gönül vermesidir.”

            Devam ediyor Mevlana:

            “Zalimlerin zulmü karanlık bir kuyudur. Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun.  Zayıfları sen yardımcısız, kimsesiz sanma; Kur’an dan ‘İza cae nasrullah’ ı oku.

            Kötülüğü sen kendinde açıkça görmüyorsun. Ahlakın künküne erişir, hakikatini anlarsan o adam olmazlığın senden olduğunu bilirsin. Sen kendini yaralamaktasın. O anda lanet ipliği kendine, kendin dokuyorsun.

            Kör değilsen bu körlüğü kendinden bil. Kendine kötü de, başkasına deme!

            Ey gama, kedere dalmış adam! Azar azar ateşe nur serp ki ateşin nura dönüşsün. Sen istersen ateş, latif su olur; dilemezsen su bile ateş kesilir.”

            xxx

                Ve Mevlana noktayı koyuyor:

            “Ey ikbal nöbetine erişen! Kendine gel, sevinme! Sen nöbetle mukayyetsin, hürlük taslama!”

           

                                                                                    

Sözlük:

Cüz: Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri. Cüziyat, çoğulu

Kül: Bir şeyin bütünü. Külliyat, çoğulu

İkbal: Baht açıklığı; yüksek makam durumuna ermiş olma durumu

İhtirak: Yanıp, kül olmak, kaybolmak

Mukayyet: Bağlı olan, bağlanmış