HADİ ORADAN..

Akıl Sağlığı Hastanesinin önünde arabasının lastiği patlayan adam teker değiştirmek için krikoyu takmış, patlak lastiği sökmeye uğraşırken tekeri tutan  vidalar elinden düşüp kanalizasyona yuvarlanmış. Ne yapacağını kara kara düşünürken, hastane penceresinden kendini seyreden kişi seslenmiş, diğer tekerlerden birer tane vida sök, değiştirdiğin tekere tak, böylece her tekerlekte üçer vida olur, tamirciye kadar idare eder.  Adam, hastanın dediğini yapıp, merakla  sormuş; nereden bildin çözümü…Yanıt hemen gelmiş, Hadi oradan be.. Biz burada delilikten yatıyoruz, salaklıktan değil.

İşte bazen sorunda, çözümde çok uzağımızda değil. Yeter ki salaklık etmeyelim.

Osmanlının Yönetememesi sonucu 1683 yılında Viyana'da önlerinden 1699 yılında Karlofça antlaşması ile başlayıp, 1920 yılında Sakarya'da biten, 216 yıl  boyunca  21 milyon metrekarede fazla  toprağını, Arap çöllerinde, şimdi sevicisi olduğumuz dindaşlarımız tarafından sırtımızdan vurularak,  kan emici Emperyalistlerin işgali ile, elinde kalan bir avuç toprağı da kaybedip elinden gidecekken, O büyük deha Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ün tarih sahnesine çıkması, liderliği ile Çanakkale'de, Sakarya'da, Afyon'da, İzmir'de  bu ülkenin her bir karış toprağını kanıyla, canıyla savunan atalarımızca bedelleri  ödenmiş,  tapusu Lozan'da, Montrö'de kıvrak siyasi zeka ile alınmış, Laik  Cumhuriyet, özgürlük gibi, tam bağımsızlık gibi, bu gün gıpta ile baktığımız ülkelerden önce insan hakları için mücadele etmeden  nur topu gibi kucağımıza verilen kazanımlarımızın kıymetini bilmemiz gerekir. Yurtta barış, Dünyada barış anlayışı ile kardeşçe, üreterek, adil bölüşerek ,hakkı, hukukun evrensel kabullerini içimize sindirerek yaşamak, bozguncuları  oyun dışı ederek,  bu ülkenin coğrafyasını, insan mozaiği zenginliğimizi, geleceği inşa etmeye kafa yormamız gerekir. O'nu tanımam, bunu konuşturmam, bildiğimi okurum, onu da kapatalım demeyle, ötekileştirmeyle, zevzeklik suçlaması ile, olumsuzluğa  yan vermeyle olmaz bu işler. Ülkeyi tımarhaneye çevirip, aklından istifade edeceğimiz insana deli gömleği giydirmeye hiç gerek yok. 

Lastiği patlak, yol gitmez araba değil bu ülke. Bilim adamından, askerinden, emeklisinden, işçisinden, sermayesinden ortak akılla durduğu yerden yine yoluna devam edecektir.

Yeter ki salaklık etmeyelim.