İhanetin Cinsiyeti Yoktur

Toplumda sıkça duyduğumuz bir bakış açısı vardır: ‘’Erkek aldatır, doğasında var.’’ Oysa bu söylem, hem kadınlara hem de erkeklere haksızlık eder. Çünkü ihanetin cinsiyeti olmaz, vicdanı vardır.

Erkekler çoğu zaman daha fazla aldatıyor. Belki fırsatların çokluğundan, belki de sosyal normların onlara sunduğu rahatlıktan. ‘’Erkekler yapar’’ algısı, ihanetin sıradanlaşmasına yol açıyor. Ama iş kadına geldiğinde aynı toplum ‘’kadın bir kez aldatırsa’’ diye başlayan cümlelerle erkeklerin dünyasını altüst eden bir tablo çizer. Erkekler, kadınlar bir kez aldatırsa toparlanamaz, dünyaları ters döner.

Kaldıramayacağınız duyguları, kadınlara yaşatmayın.

Oysa mesele aldatmanın kimden geldiği değil, güveni kimin yok ettiğiyle ilgilidir. Bir kadın da bir erkek de aldatabilir; ama aldatmanın bıraktığı yara, her iki tarafta da aynı acıyı yaratır. İhanet, sadece sadakat duygusunu değil, insanın kendine olan güvenini de paramparça eder.

Şunu bilmek gerekir: Kadının bir defa aldatmasıyla erkeğin on kez aldatması aynı terazide tartılır. İkisi de sevgiyi, saygıyı, bağlılığı yıkar. Ama erkekler nedense kadın ihanetini kaldıramaz. Çünkü erkek egosu, ‘’benim kadınım bana ihanet etmez’’ inancıyla büyütülmüştür. Kendi yaptığını görmez, ama karşı tarafın bir defalık hatasını affedilmez bulur.

O yüzden beyler; sadakat sadece kadınlardan beklenen bir görev değildir. Siz de aynı ölçüde sorumlusunuz. İhaneti normalleştirmek yerine, sevgiyi büyütmek, güveni korumak gerekir. Unutmayın, aldatmanın bahanesi olmaz; sadece bahaneye sığınanlar olur.

İhanet etmeyin! Çünkü bir ilişkiyi bitiren şey ayrılık değil, ihanettir. Ayrılık acısı zamanla diner, ama aldatmanın yarası bir ömür kalır.
Yaralandığınız yerden kimseyi yaralamayın.