İyi İnsan, İyi Yurttaş

Kırkayak Bahçesinin önünden geçiyordum. Koca koca saksılar yaptırmış Şahinbey Belediyesi. Ne güzel! Bu kadarı güzel de gerisi çirkin. Çiçek saksılarına çiçek dikilir, değil mi? Hayır, bizimkiler burayı sigara tiryakilerinin izmarit çöplüğü olarak tahsis etmiş sanki.

Her saksının içinde yüzlerde sigara izmariti var. Fidan yok, çiçek yok.

***

İyi insan iyi yurttaş, kurallara karşı davrananları uyarır. Uyarır da ne geçer eline? “Sana ne!..” geçer.

Köşenin birine şöyle yazmışlar:

“Lütfen çöp atmayın buraya!”

Rica yerine getirilmemiş olmalı ki, bu yazının üstüne bir çarpı işareti konmuş. Altına şöyle yazılmış:

“Çöp atmayın dedik size”

Sonra o da çarpılanmış, ültimatom şiddetlenmiş:

“Çöp atmayın lan!”

Bu uyarıdan sonra olmalı, çöp yoktu orada artık.

***

Hiç unutmam, yeni bir eve taşınmıştım. Çöp poşetimi kapının yakınındaki bir konteynıra bırakırım diye yanıma almıştım. Ama işime gidinceye kadar beş kilometre boyunca bir çöp koyacağına rastlayamamıştım da, iş yerimin çöp kutusuna atmıştım sonunda onu.

***

Dün gazeteden çıkmış, cadde boyunca yürüyordum. Su birikintisinin başında bir güvercin gördüm. Perişandı. Ya yavru yapmak üzere yumurtlamaya hazırlanıyordu, ya hastaydı, ya da iki ayaklı hayvanlardan biri zarar vermişti ona.

Öteden bir serseri geldi. Hayvana bir tekme savurdu. Güvercin havalanıp “pat” diye yere düştü. Artık yaşamıyordu.

Bu beceriyi gösterenin tersini yapanlar da var. Sokak hayvanları susuz kalmasınlar diye kaplara su doldurup bırakırlar oraya buraya.

Hangisi insan, siz karar verin artık.

İyi insan, iyi yurttaş olmak o kadar zor mu?