Kalbi Kırık Kadınların Sessiz Gücü

Bir kadının kalbi bir kez kırıldığında, içinde bir şey değişir. Artık o sevgi saf inançla, kör cesaretle sevemez. Kırgınlığın sessizliğinde olgunlaşır. Önceden ‘’belki o da sever’’ diyerek adım atan kadın, şimdi ‘’önce ben ne istiyorum’’ diye düşünür.

Aşk artık bir öncelik değil, bir seçenek olur. Çünkü bir yerden sonra kalbiyle değil, aklıyla yürümeyi öğrenir. Kimseye ‘’yarım kalma’’ duygusunu teslim etmemek için, bütün olmayı kendi elleriyle seçer.

Ve bu seçim, bir pes ediş değil; bir uyanıştır aslında. Kendine yönelene kadın, kariyerinde ışık olur, üretir, yaratır, güçlenir. Aynada kendini yeniden tanır. Eskiden sevdiği için parlayan gözleri, şimdi kendi emeğiyle, kendi başarısıyla parlar.
Kalbini kıranlar belki unutur ama o kadın unutmaz. Acısından güç bulur. Artık aşk, ona yetişebilenlerin işi olur.
Çünkü kalbini kırmış olabilirler ama o kalbinden bir imparatorluk kurmuştur.

Ve belki bir gün, o kadın yeniden sever…

Ama bu kez başka bir yerden. Eksik değil, tamamlanmış haliyle. Beklentisiz, acele etmeden, kendine verdiği değeri unutmadan… Çünkü artık bilir; Aşk, birini bulunca değil, kendini kaybetmeyince güzeldir.

Kalbi kırılmış kadınlar pes etmez, sadece yön değiştirir. Ve o yön, hep kendi ışıklarına doğrudur.