Bir zamanlar göğsüne yatıp kalp atışını dinlemişliğim var benim. O ritimle huzur bulmuş, o sesle uyumuşluğum var.
Şimdi aramızda sessizlik var ama ben o sessizliğin içinden bile seni duyar gibiyim.
Bir insanın kalbini bu kadar yakından dinleyip sonra uzaklaşması ne kadar garip değil mi?
Sanki bir şarkının ortasında müzik aniden susmuş gibi.
Bir zamanlar ‘’biz’’ dediğimiz o yerden, şimdi ‘’ben’’ diyerek geçiyorum.
Ne çok şey değişmiş, ne çok şey eksilmiş…
Ama bazı anlar, zamana direniyor. Bir göğüs kafesinde yankılanan kalp sesi gibi; unutulmuyor, sadece derinlere gömülüyor.
Belki o günkü halimizle kalsaydık, birbirimizi hala severdik.
Ama hayat, bazen en güzel duyguları bile yavaşça kül ediyor. Sen başka bir sokakta yürürken, ben hala o gecenin sessizliğini üzerimde taşıyorum.
Artık ne kalbini duyarım ne sesini, ama bir zamanlar orada çarpan kalp, bana bir şey öğretmişti: ‘’Bazı sevgiler biter ama kalp o ritmi hep hatırlar.’’
Belki bir gün yine karşılaşırız…
Aynı gökyüzünün altında, aynı sessizliğin içinde.
Ve ben, gözlerine baktığımda o kalp atışını yeniden duyarım. Ne eksik, ne fazla sadece biz oluruz.
Çünkü bazı kalpler, uzaklaşsa da birbirini unutmamak için çarpar.